İlişkilerde Terk Edilme Korkusu Nedir | Nasıl Aşılır

Romantik ilişkilerde terk edilme korkusu, dünyada birçok kişinin yaşadığı oldukça yaygın bir duygudur. Bu korku, genellikle bireylerin ilişkilerini ve duygusal sağlığını olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Terk edilme korkusu genellikle düşük özgüven, kıskançlık ve reddedilme endişesi ve geçmiş deneyimlerin oluşturduğu bilinç dışı faktörlerle ilişkilidir. Bu duygular, kişinin bağlanma stillerini şekillendirerek ilişkilerinde kendini ve ilişkisini sabote etmesine yol açabilir.

Bu makalede, terk edilme korkusunun psikolojik temellerini inceleyeceğiz. Ayrıca bu korkunun romantik ilişkiler üzerindeki olumsuz etkilerini de ele alacağız. Ayrıca, bu korkuyla başa çıkmak için bazı etkili yöntemlerden bahsedeceğiz. Terk edilme korkusunun kökenlerini ve psikolojik temellerini anlamak, sağlıklı ilişkiler kurma konusunda size çok yardımcı olabilir.

İçindekiler

Terk Edilme Korkusu Nedir? Psikolojik Temelleri

Terk edilme korkusu, bireyin sevdiği kişiler tarafından terk edileceğine dair duyduğu orantısız endişedir. Bu korku kişinin geçmiş deneyimlerinden kaynaklanabildiği gibi; bağlanma stili, sosyal öğrenme ve öz değer algısı ile de ilişkili olabilmektedir. Psikolojide, terk edilme korkusu, sevdiklerini kaybetme korkusu olarak da değerlendirilir.

Çocukluk Deneyimleri

Terk edilme korkusunun genellikle geçmişte yaşanan deneyimlerle ve özellikle de çocukluk dönemiyle güçlü bir bağlantısı vardır. Çocukluk döneminde yaşanan kayıplar, aile içi sorunlar veya travmatik deneyimler, terk edilme korkusunun gelişmesine zemin hazırlayabilir. Çocukluk döneminde sürekli farklı şehirlere taşınmak, çok sık okul değiştirmek, yani sürekli arkadaşlarını kaybedip yeni arkadaşlar edinmek zorunda kalmak bile bazı kişilerde “yakınlık kurduğu kişileri kaybetme korkusu” oluşturabilir. 

Nesne kalıcılığı kavramı, bu bağlamda önem taşır. Genellikle 3 yaşından önce gelişen bu kavram, çocuğun ebeveyninden ayrı kalma süresinin giderek uzamasıyla şekillenir. Ancak, ölüm, kayıp veya ayrılık gibi durumlar bu gelişimi olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, ebeveynleri orduda olan, ebeveynleriyle geçirecek zamanı kısıtlı olan veya ihmal edilen çocuklar da kesintiye uğramış nesne kalıcılığı riski altındadır.

Sosyoekonomik koşulların yetersiz olduğu bir ortamda büyümek, ebeveynlerin yeterli ilgi göstermemesi veya şiddet görmek gibi fizyolojik ve duygusal ihtiyaçların karşılanmadığı travmatik ortamlar da terk edilme kaygısı yaratabilir.

Bağlanma Stilleri

Bağlanma teorisi, gelişim psikoloğu ve psikiyatrist John Bowlby tarafından geliştirilen ve çocukların bakım verenleriyle kurduğu duygusal bağların, bireyin yaşamı boyunca ilişkilerini nasıl etkilediğini açıklayan bir psikolojik modeldir. Bu teori, dört ana bağlanma stili tanımlar:

  • Güvenli Bağlanma
  • Kaygılı Bağlanma
  • Kaçıngan Bağlanma
  • Kaygılı-Kaçıngan Bağlanma

Kaygılı bağlanma stili, terk edilme korkusuyla yakından ilişkilidir. Bu stile sahip bireyler, partnerlerinden ayrılma veya reddedilme korkusu yaşarlar. Kendilerini yanlış anlaşılan, onaylanmayan ve yeterince takdir edilmeyen kişiler olarak tanımlarlar. Kaygılı bağlanma stiline sahip kişiler, partnerlerini güvenilmez ve kalıcı ilişkilere karşı isteksiz kişiler olarak algılama eğilimindedirler.

Kaygılı bağlanan kişiler, romantik ilişkilerini cinsel çekim, kıskançlık ve belirsiz duygusal değişimlerle tanımlar. Bu bireyler, öyle olmasa da partnerlerinin kendilerine bağlanma konusunda isteksiz olduğunu düşünür ve terk edilme kaygısı yaşarlar. Aşırı yakınlık isteği ve onaylanmama korkusu, bu kişilerin ilişkilerindeki sorunları çözme ve çatışma yönetme becerilerini olumsuz etkiler.

Öz Değer Algısı

Terk edilme korkusu, bireyin öz değer algısıyla yakından ilişkilidir. Kişinin kendini yetersiz hissetmesi veya sevilmeye layık olmadığını düşünmesi, bu korkuyu tetikleyebilir. Düşük özgüven ve yetersizlik duyguları, terk edilme korkusunun temel bileşenleri arasındadır.

Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler, genellikle düşük öz değer algısına sahiptir. Bu durum, onları partnerlerinden gelecek onaylamama veya reddetme sinyallerine karşı aşırı duyarlı hale getirir. Kendini ifade etmekte ve karar almakta zorlanan bu bireyler, ilişkilerindeki sorunları çözmekte de güçlük çekerler.

Öz değer algısının geliştirilmesi, terk edilme korkusuyla başa çıkmada önemli bir adımdır. Kendine güven ve yüksek özsaygı, bu korkuyu azaltmanın ve daha sağlıklı ilişkiler kurmanın temelini oluşturur.

Terk Edilme Korkusunun İlişkilere Etkileri

Terk edilme korkusu, romantik ilişkilerde önemli bir etkiye sahip olan ve bireylerin davranışlarını şekillendiren bir duygudur. Bu korku, ilişkilerin sağlıklı bir şekilde gelişmesini engelleyebilir ve çeşitli sorunlara yol açabilir. Terk edilme korkusunun ilişkilere olan etkilerini daha detaylı incelemek için, bu korkuyla ilişkili üç ana davranış kalıbını ele alacağız: aşırı bağımlılık, kıskançlık ve kontrol, ve güvensizlik.

Aşırı Bağımlılık

Terk edilme korkusu yaşayan bireyler, genellikle partnerlerine karşı aşırı bağımlılık geliştirirler. Bu durum, ilişkide sağlıksız bir dinamik oluşturur ve her iki taraf için de zorlayıcı olabilir. Aşırı bağımlılığın bazı belirtileri şunlardır:

  1. Sürekli olarak partnerin yanında olma isteği
  2. Partnerin duygularını ve düşüncelerini sürekli sorgulama
  3. Partnerden sürekli onay bekleme
  4. Kendi ihtiyaçlarını ve isteklerini göz ardı ederek partneri memnun etmeye çalışma

Bu davranışlar, ilişkide dengesizliğe ve partnerin boğulmuş hissetmesine neden olabilir. Aşırı bağımlı kişiler, genellikle düşük öz-saygıya sahiptir ve kendilerini yeterli görmezler. Bu durum, “Ben yeterince iyi değilim” düşüncesine yol açar ve ilişkiye olası tehdit unsurlarını davet eder.

Kıskançlık ve Kontrol

Terk edilme korkusu, ilişkilerde kıskançlık ve kontrol davranışlarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu davranışlar, ilişkinin güven temelini sarsabilir ve her iki taraf için de zararlı bir ortam yaratabilir. Kıskançlık ve kontrolün bazı belirtileri şunlardır:

  1. Partnerin hareketlerini ve iletişimini sürekli kontrol etme
  2. Diğer insanları potansiyel tehdit olarak görme
  3. Partnerin sadakatini sürekli sorgulama
  4. Aşırı şüpheci ve paranoyak davranışlar sergileme

Kıskançlık, genellikle güvensizlik, reddedilme korkusu, aldatılma korkusu veya yetersizlik hissi gibi daha derin duygusal sorunların bir belirtisi olarak ortaya çıkar. Araştırmalar, romantik ilişkilerde kıskançlık arttıkça ilişki memnuniyetinin azaldığını göstermiştir. Bu durum, ilişkide güven ve bağlılığı zedeleyebilir.

Güvensizlik

Terk edilme korkusu, ilişkilerde güvensizlik duygusunun oluşmasına neden olabilir. Bu güvensizlik, ilişkiyi yıpratarak sarsabilir ve sağlıklı bir güven bağı kurulmasını engelleyebilir. İlişkilerde güvensizliğin belirtilerini şu şekilde özetleyebiliriz:

  1. Partnerin söylediklerinin doğruluğunu sürekli kontrol etme ihtiyacı
  2. İlişkinin geleceği hakkında sürekli endişelenme
  3. Partnerin duygularının gerçekliğini sürekli sorgulama
  4. Kendi duygu ve düşüncelerini paylaşmakta zorlanma

Güvensizlik sorunu yaşayan bireyler, uzun ve anlamlı bir ilişki içerisinde olsalar bile kendilerini açma konusunda istekli olmayabilirler. Bu durum, ilişkide duygusal yakınlığın gelişmesini engelleyebilir ve partnerlerin birbirlerinden uzaklaşmasına neden olabilir.

Terk edilme korkusu nedir ve nasıl aşılır. Tedavisi ve ayrılık kaygısını yenmenin yolları.Terk edilme korkusu, ilişkilerde ciddi sorunlara yol açabilir. Kişileri toksik ilişkiler yaşamaya sürükleyebilir. Bu korkunun üstesinden gelmek için, bireylerin öncelikle kendi duygularını anlamaları ve kabul etmeleri önemlidir. Açık iletişim kurma, güven oluşturma ve kişisel güvenlik duygusunu geliştirme, bu korkuyla başa çıkmada etkili stratejiler olabilir.

İlişkilerde sağlıklı bir denge kurmak için, bireylerin kendi değerlerini tanımaları ve özgüven geliştirme konusunda gayretli olmaları gerekmektedir. Ayrıca, bu konuda profesyonel yardım almak da terk edilme korkusuyla mücadelede çok yardımcı olabilir. Psikologlar, bireylerin bu korkuların kökenini anlamalarına ve daha sağlıklı ilişki kalıpları geliştirmelerine yardımcı olur.

Sonuç olarak, terk edilme korkusu ilişkilerde ciddi sorunlara yol açabilirse de bu korkunun farkında olmak ve üstesinden gelmek için çaba göstermek, daha sağlıklı ve tatmin edici ilişkiler kurmanızı sağlayacaktır.

Terk Edilme Korkusuyla Başa Çıkma Yöntemleri

Terk edilme korkusunu yenmek, sağlıklı ve mutlu ilişkiler kurabilmenin en önemli adımlarındandır. Bu korkuyla başa çıkmak için Bilişsel Davranışçı Terapi ve Hipnoterapi gibi çeşitli yöntemlerden destek alabilirsiniz. Ayrıca şu konulara dikkatinizi vererek bu alanlarda gelişim göstermeye odaklanabilirsiniz:

Farkındalık Geliştirme

Terk edilme korkusuyla başa çıkmanın ilk adımı, bu korkunun varlığını kabul etmek ve farkında olmaktır. Kişi, korkunun nedenlerini ve nasıl ortaya çıktığını anlamaya çalışarak korkuyla yüzleşmelidir. Kendini tanımak ve duygularını anlamak, bu korkunun üstesinden gelmek için çok önemlidir.

  1. Geçmiş deneyimleri analiz etme: Çocukluk dönemindeki ihmal, terk edilme veya sevgi eksikliği gibi deneyimleri incelemek, korkunun kökenlerini anlamaya yardımcı olabilir.

  2. Duygu ve davranışların kökenine inme: Genç yetişkinler için, duygu ve davranışlarının kökenini anlamak oldukça faydalı bir yöntemdir. Bu, profesyonel terapinin bir parçası olabileceği gibi, kişisel bir keşif süreci olarak da uygulanabilir.

  3. Tetikleyici durumları tespit etme: Terk edilme korkusunu tetikleyen durumları belirlemek ve bu durumlarla başa çıkma teknikleri geliştirmek, korkunun yönetilmesine katkı sağlar.

Öz Sevgiyi Artırma

Terk edilme korkusuyla mücadelede öz sevgi ve öz şefkat geliştirmek büyük önem taşır. Bu, kişinin kendisiyle yüzleşmesine ve korkuyu yenmesine yardımcı olabilir.

  1. Pozitif bir iç diyalog geliştirme: Negatif iç diyaloglar terk edilme korkusunu artırabilir. Bu nedenle, pozitif ve yapıcı bir öz-sohbet geliştirmek önemlidir. Kendinize sevgiyle yaklaşın, başarılarınızı takdir edin ve olumsuz düşüncelere karşı olumlu ifadeler kullanarak yanıt verin. Bunu yapmanın yollarını psikoloğunuz size öğretecektir.

  2. Olumsuz yargıları değiştirme: “Neden böyleyim?” veya “Neden böyle davranıyorum?” gibi olumsuz ve suçlayıcı yargıları olumlu ifadelerle değiştirmek, terk edilme fobisini yenme konusunda büyük önem taşır.

  3. Kendine zaman ayırma: Kendi ihtiyaçlarınızı ve isteklerinizi gerçekten anlamak için kendinize zaman ayırın. Gerekiyorsa bu keşif yolculuğu için psikoterapi desteği almaktan çekinmeyin. Terapistiniz, bağımsızlığınızı ve öz güveninizi artırarak terk edilme korkusuyla başa çıkmanıza yardımcı olacaktır.

  4. Yeni bir hobi edinme: İlgi alanlarınıza uygun yeni hobiler edinmek, dikkati terk edilmek fikrinden başka bir yöne çevirerek kişiyi rahatlatabilir. Bağımsız olarak da aktiviteler yapmaya çalışın. 

Sağlıklı Sınırlar Koyma

Sağlıklı sınırlar, bireylerin kendileri için belirlediği ilke, kural ve yönergelerin bir yansımasıdır. Bu sınırlar, kişilerarası ilişkilerde oldukça önemli bir yere sahiptir ve terk edilme korkusuyla başa çıkmada etkili bir rol oynar.

  1. Karşılıklı saygı geliştirme: Sağlıklı sınırlar, bireyler arasında karşılıklı saygı yaratır. Bu, ilişkiden ne beklendiğini bilmeye ve birbirimizin kişisel alanına, rahatlık düzeyine ve sınırlarına nasıl saygı duyabileceğimizi anlamaya yardımcı olur.

  2. “Hayır” diyebilme becerisi: Başkalarına “hayır” diyebilmek ve başkaları “hayır” dediğinde bunu kişiselleştirmeden kabul edebilmek, sağlıklı sınırların önemli bir parçasıdır. Hayır, bazen sadece “hayır”dır. Altında başka anlamlar aramadığınıza emin olun.

  3. Esnek sınırlar oluşturma: Yarı geçirgen veya esnek sınırlar, bireylerin başkaları için kendi yaşam ve isteklerinden ödün vermediği, sağlıklı bir sınır türüdür. Bu kişiler, yeni fikir ve görüşlere açık olurken, ilişkilenmelerinde kendilerine ait sınırları olduğunu belli ederler.

  4. İletişimi güçlendirme: İlişkilerde sağlıklı iletişim, terk edilme korkusunu azaltma yolunda önemli bir adımdır. Duygularınızı ve düşüncelerinizi açık bir şekilde ifade edip partnerinizle güven temelli bir ilişki kurabilirsiniz.

Terk edilme korkusuyla başa çıkmak bazı kişiler için elbette biraz zaman alabilir. Değişim ve dönüşüm, sabır gerektirir. Kendinize bu sürece uyum sağlamak ve iyileşmek için zaman tanıyın. Acele etmeyin. Bu yolculuğunuzda kendinizi sevgiyle kucaklayarak ilerleyin. Gerektiğinde psikolojik yardım almaktan çekinmeyin, çünkü çoğu durumda profesyonel destek almak gerekebilir. Kendini kişisel gelişim uzmanı veya ilişki uzmanı olarak tanıtan kişilerden ziyade, bir psikologdan destek almak hem işinizi kolaylaştırır hem de daha hızlı sonuç almanızı sağlar.

Son olarak, hipnoz gibi farkındalık uyandırıcı bilinçaltına yönelik teknikler, korku ve kaygıyı azaltmada etkili olabilir. Hipnoz desteği almak, kişinin şimdiki ana odaklanmasına ve geçmişteki olumsuz deneyim ve düşüncelerin oluşturduğu kayıtları yeniden çerçevelemeye yardımcı olur.

Özetleyelim:

Terk edilme korkusu, romantik ilişkilerde ciddi zorluklar yaratabilir ancak bu korkuyla başa çıkmak mümkündür. Kişinin kendi duygularını anlaması ve kabul etmesi, sağlıklı sınırlar koyması ve öz sevgisini artırması, bu korkuyu yönetmede kişiye yardımcı olacak önemli stratejilerdendir. Bu süreçte açık iletişim kurmak ve güven bağı oluşturma konusunda gayretli olmak, ilişkilerin gelişmesine katkı sağlar.

Sonuç olarak, terk edilme korkusunu aşmak zaman alabilir, ancak bu çaba daha sağlıklı ve tatmin edici ilişkiler kurmanın temelini oluşturur. Gerektiğinde profesyonel yardım almak ve kişisel gelişiminize odaklanmak, bu yolculukta bize yardımcı olacaktır. Böylece korkularımızın üstesinden gelebilir ve daha güçlü, daha güvenli ilişkiler kurabiliriz.

Sık Sorulan Sorular

Terk edilme korkusu, kişinin ilişkilerinde sürekli olarak partneri tarafından terk edileceği endişesini hissetmesi durumudur.

Partnerinizin davranışlarına aşırı duyarlılık, sürekli onay arayışı ve ilişkide sürekli bir kaygı hissi, terk edilme korkusunun belirtileri olabilir.

Bu korku, aşırı kıskançlık, bağımlılık, güven eksikliği ve sağlıksız ilişki dinamiklerine yol açabilir. Dolayısıyla, ilişkileri toksik ilişkiye sürükleyebilir.

Kendi öz değerini geliştirmek, farkındalık yaratmak ve güvenli bağlanma modellerini öğrenmek, bu korkuyla başa çıkmaya yardımcı olabilir. Elbette psikoterapi desteği almak, süreci kişi için kolaylaştırır. 

Yetersizlik hissi, sevilmeye layık olmadığını düşünme ve sürekli olarak onay arayışı bu korkunun altında yatan belirti ve düşüncelerdendir.

Evet, bu korku anksiyete, panik ataklar ve sürekli stres gibi belirtilere neden olabilir.

Bu, kişinin deneyimlerine ve problemi aşmak için uyguladığı yöntemlere bağlı olarak değişir; ancak düzenli terapi desteği ile bu süreç hızlandırılabilir.

Picture of Klinik Psikolog BURAK UÇKUN

Klinik Psikolog BURAK UÇKUN

Hipnoterapi diplomasını dünyanın ulusal akreditasyona sahip ilk hipnoterapi akademisi olan, ABD Los Angeles’taki HMI College of Hypnotherapy‘de aldı. Lisans eğitimini yüksek onur derecesiyle ve bölüm ikincisi olarak mezun olduğu İstanbul Nişantaşı Üniversitesi, “Psikoloji” bölümünde tamamladı. “Klinik Psikoloji” alanında Yüksek Lisans eğitimini (tezli) İstanbul Beykent Üniversitesi‘nde başarıyla tamamlayarak Uzman Klinik Psikolog unvanını aldı. Ayrıca inşaat mühendisliği lisans diplomasına da sahip olan Klinik Psikolog Burak Uçkun, "American Hypnosis Association" akredite hipnoterapistler listesinde yer almaktadır. Yetişkinler için Bilişsel Davranışçı Terapi ve Hipnoterapi yönelimli psikoterapi hizmetleri vermekle beraber alandaki uzmanlara Hipnoz eğitimleri de vermektedir.

Yazarın Tüm Makaleleri
Picture of Klinik Psikolog BURAK UÇKUN

Klinik Psikolog BURAK UÇKUN

Hipnoterapi diplomasını dünyanın ulusal akreditasyona sahip ilk hipnoterapi akademisi olan, ABD Los Angeles’taki HMI College of Hypnotherapy‘de aldı. Lisans eğitimini yüksek onur derecesiyle ve bölüm ikincisi olarak mezun olduğu İstanbul Nişantaşı Üniversitesi, “Psikoloji” bölümünde tamamladı. “Klinik Psikoloji” alanında Yüksek Lisans eğitimini (tezli) İstanbul Beykent Üniversitesi‘nde başarıyla tamamlayarak Uzman Klinik Psikolog unvanını aldı. Ayrıca inşaat mühendisliği lisans diplomasına da sahip olan Klinik Psikolog Burak Uçkun, "American Hypnosis Association" akredite hipnoterapistler listesinde yer almaktadır. Yetişkinler için Bilişsel Davranışçı Terapi ve Hipnoterapi yönelimli psikoterapi hizmetleri vermekle beraber alandaki uzmanlara Hipnoz eğitimleri de vermektedir.

Yazarın Tüm Makaleleri

Bunlar da ilginizi çekebilir

Sorularınız mı var?

Telefon veya e-posta ile irtibata geçmekten çekinmeyin

Hipnoz Uzmanı ve Klinik Psikolog Burak Uçkun
Klinik Psikolog BURAK UÇKUN

Merhaba...

Sorunuz mu var?

bilgi@hypnotistanbul.com 
Tel: 0539 914 23 10

Sorularınız için telefon ya da e-posta yoluyla irtibata geçmekten çekinmeyiniz.

hypnotistanbul