Anksiyete bozukluğu (kaygı bozukluğu), bedensel belirtilerin de eşlik ettiği orantısız, nedensiz ve kontrol edilemez bir kaygı ve korku hali olarak tanımlanabilir. Aslında her insan zaman zaman endişeli ve gergin hissedebilir. Kaygı aşırı veya yönetilemez hale gelmişse ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkıyorsa, bu bir sorundur. Anksiyete bozukluğunda bu kaygı ve endişe hali hem aşırıdır hem de süreklilik göstermesi nedeniyle yaşam kalitesi üzerinde oldukça olumsuz ve kısıtlayıcı bir etkiye sahiptir. Kaygı bozuklukları, hayatınızı büyük ölçüde etkileyen psikolojik rahatsızlıklardır. Bu makalede anksiyete nedir, kaygı bozukluğu türleri nelerdir, kaygı bozukluğu nedir ve tedavisi nasıl olur, anksiyete belirtileri nelerdir gibi merak edilen konuları ele alıyoruz.

İçindekiler
Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Kaygı bozukluğu olarak da bilinen anksiyete bozukluğu, aşırı ve süreklilik arz eden bir endişe veya korkuya neden olan oldukça yaygın bir sağlık problemidir. Anksiyete (kaygı), genellikle gelecekte olabilecek bir durumla ilgili endişe beklentisini ifade ederken, korku ise bir tehdide verilen duygusal bir tepkidir. Daha çok savaş ya da kaç tepkisiyle ilişkilidir. Anksiyete bozuklukları, zihinsel bozuklukların en yaygın olanıdır ve istatistiklere göre, kadınlarda daha sık görülmektedir.
Kaygı, aslında strese verilen normal bir tepkidir ve bazı durumlarda faydalı bile olabilir. Bizi tehlikelere karşı uyarabilir ve bizi hayatta tutmak için hazırlanmamıza ve gerçek bir tehlikeye karşı tetikte olmamıza yardımcı olabilir. Kaygı bozukluğu ise normal sinirlilik veya endişe duygularından farklıdır. İnsanoğlunun doğasında olan kaygı ve endişenin bir bozukluk olarak nitelendirilebilmesi için, bu duyguların süreklilik arz etmesi, aşırı olması, orantısız ve kontrol edilemez bir hale gelmiş olması gerekir. Bunun yanı sıra kişilerin gündelik hayatlarındaki işlevselliğini de olumsuz yönde etkiliyor olması gerekir.
Bu bozukluk, birçok kişiyi korku dolu bir durumda sıkışıp kalmış gibi hissettirir. Hissedilen kaygıyla savaşmak yerine onunla ustalıkla yol almayı öğrenmek, kişiyi zamanla o kaygılı hislerden tamamen çıkarır. Kaygıyla birlikte hareket etme becerilerini edinmek, kişiyi tekrar bir akış durumuna yerleştirir ve sonunda kaygılı durumdan tamamen kurtarır.
Kaygı Bozukluğu Türleri Nelerdir?
DSM-5’e göre (Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı), 11 tane kaygı bozukluğu (anksiyete bozukluğu) alt türü vardır. Bunlar:
- Panik Bozukluğu
- Yaygın Kaygı Bozukluğu (Genelleştirilmiş Kaygı Bozukluğu)
- Sosyal Kaygı Bozukluğu (Sosyal Fobi)
- Özgül Fobiler (Spesifik Fobiler)
- Ayrılma Kaygısı Bozukluğu
- Seçici Konuşmazlık (Mutizm)
- Agorafobi
- Maddenin/İlacın Yol Açtığı Kaygı Bozukluğu
- Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Kaygı Bozukluğu
- Tanımlanmış Diğer Bir Kaygı Bozukluğu
- Tanımlanmamış Kaygı Bozukluğu
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), DSM-4’te kaygı bozuklukları kategorisindeyken, DSM-5’te kaygı bozukluğu kategorisinden çıkarılmıştır. Bu anksiyete bozukluk türlerinin her birini ayrı ayrı ele aldığım makalemi okumak için; Anksiyete Türleri sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Anksiyete Belirtileri Nelerdir?
Kaygı bozukluğu belirtileri, türüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ancak çoğu anksiyete bozukluğu türü, genel olarak şu belirtileri içerebilir:
- Soğuk veya terli eller.
- Ağız kuruluğu,
- Kalp çarpıntısı,
- Mide bulantısı / karın ağrısı
- Ellerde veya ayaklarda uyuşma / karıncalanma.
- Kas ağrıları ve gerginlik,
- Nefes darlığı.
- Panik, korku hissi
- Kabuslar görme
- Travmatik deneyimlerin tekrarlanan düşünceleri
- Kontrol edilemeyen takıntılı felaketleştirme düşünceleri.
- Sakin kalamama
- Uyumada zorluklar veya uyku bozukluğu
- Duygusal patlamalar, sinirlilik ve huzursuzluk
Anksiyete Neden Olur?
Ruh halimizi düzenlemekten sorumlu olan serotonin ve noradrenalin kimyasalların beynimizdeki dengesizliği halinde, anksiyete bozukluğu görülebilse de anksiyete bozukluklarının nedeni hala araştırma konusudur. Beyin kimyasallarındaki bu dengesizlik genetik olabileceği gibi anksiyetenin nedenleri arasında sayılabilecek diğer faktörler şunlardır:
- Aşırı strese maruz kalmak
- Bazı kronik hastalıklar (kalp hastalıkları, tiroid, diyabet gibi)
- Kullanılan ilaçlar
- Uyuşturucu maddeler
- Çevresel faktörler
- Travmatik olaylar
- Genetik yatkınlık
Anksiyete Bozukluğu Tedavisi Nasıl Olur?
Anksiyete bozukluğu tedavisi için bazı terapi yöntemleri ve ilaçlar mevcuttur. Kaygı bozukluğu tedavilerinde ilaç ve terapilerin beraber kullanılması ile bütüncül olarak uygulanan bir tedavi programı, çoğu kişinin normal ve üretken bir yaşam sürmesine çok yardımcı olur.
İlaçların yanı sıra Psikoterapi, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Hipnoz terapisi (Hipnoterapi) ve EMDR gibi yaklaşımların bir kombinasyonunu içerebilir. Hipnoz ile anksiyete tedavisi çok etkili bir yöntem olsa da ilaç tedavisinin de eşlik etmesi gereken türdeki kaygı bozukluklarında, tek başına bir çözüm sunmaz. Ancak “tamamlayıcı terapi” olarak alınması çok faydalı olur.
Araştırmacılar, son birkaç on yılda zihinsel sağlık problemlerinin tedavisinde çok ilerleme kaydetti: Bilimsel araştırmalar anksiyete bozukluklarında sadece ilaçlar kullanıldığında, problemin semptomlarını hafifletmeye yaradığını ancak problemin psikolojik sebeplerine bir etkisi olmadığı için, sonuçların kalıcı olmadığını gösteriyor. Kalıcı sonuçlar için ilaç tedavisiyle beraber mutlaka psikoterapi de alınması öneriliyor.
Hafif vakalarda ilaç kullanmaya gerek olmadan, sadece psikoterapi, bilişsel davranışsal terapi ve hipnoterapi gibi yöntemler tek başına da yeterli olabilirken, daha ağır durumlarda psikoterapi ve hipnoterapi desteği farmakolojik müdahalelerle birleştirildiğinde, kaygıyı azaltmada daha etkili olmaktadır.
Kaygı Bozukluğu Nasıl Geçer?
Kaygı bozukluğunu tedavi etmek için profesyonel yardım almak önemlidir. Bir psikiyatrist hekim veya klinik psikolog, size uygun bir tedavi planı oluşturabilir. Bu tedavi planı, Bilişsel-Davranışçı terapi (BDT), ilaç tedavisi, hipnoterapi, EMDR terapisi veya bunların bir kombinasyonunu içerebilir.
Anksiyete Tedavisi Türleri
Terapiler bilişsel, duygusal ve davranışsal tepkilerinizle başa çıkma becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olur. Bir klinik psikolog veya psikiyatrist, durumunuzu daha iyi anlamanıza yardımcı olarak size kaygılarınızı ve semptomları yönetmenize yardımcı olacak bazı stratejiler entegre eder. Her terapi yöntemi her anksiyete türü için aynı etkiyi göstermez. Sizin anksiyete türünüze uygun olan anksiyete bozukluğu tedavisi konusunda doktorunuz size bilgi verecektir. Kaygı bozukluğu tedavisi kapsamındaki terapi yaklaşımları şunlar olabilir:
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
Anksiyete bozukluklarında kullanılan en yaygın psikoterapi türüdür. Anksiyete için BDT, sıkıntılı duygulara yol açan düşünce kalıplarını ve davranışları tanımayı ve yönetmeyi öğretir.
Maruz Bırakma Terapisi
Kaygı bozukluğunun ardındaki korkulara sistematik olarak maruz kalarak onlarla başa çıkma becerilerinizi geliştirmeye odaklanır. Kaçınıyor olabileceğiniz etkinlikler veya durumlarla baş etmenize yardımcı olur. Psikoloğunuz, maruz kalma terapisi ile birlikte gevşeme egzersizleri ve imgeleme içeren hipnoz teknikleri de kullanabilir.
Hipnoz ile Anksiyete Tedavisi
Hipnoz ile anksiyete tedavisi için öncelikle doktorunuzun iznini almanız gerekir. Doktorunuz hipnoz eğitimi almamışsa size kendisi hipnoz uygulamayabilir ancak anksiyete konusunda hipnoz desteği almaya hazır olduğunuzda özellikle stres yönetimi konusunda sizi hipnoz eğitimi de olan bir klinik psikolog hipnoterapiste yönlendirebilir. En iyi sonuçları almak için çoğu zaman “ilaç + terapi”, eş zamanlı olarak alınmalıdır. Bazı hafif veya başlangıç düzeyindeki vakalarda sadece terapi de etkili olabilmektedir ancak buna siz değil, psikiyatrist hekiminiz karar vermelidir.
Stres ve Anksiyete Bozukluklarında Hipnoz Ne İşe Yarar?
Hipnozun bir “tamamlayıcı terapi” olarak kullanıldığında stres ve kaygı bozukluğu konusunda çok daha başarılı sonuçlar alındığına dair bir çok bilimsel araştırma mevcuttur. Ancak bu araştırmaların da vurguladığı gibi, hipnoterapi, kaygı bozukluğu tedavisi için tek başına bir çözüm sunmak yerine, diğer terapi yöntemleri ile beraber kullanıldığında faydalıdır. Anksiyete bozukluğu tedavi süreci hipnoterapi ile desteklendiğinde, bu bozukluğun giderilmesindeki başarı şansı ve başarı oranı yükselebilmektedir.
Hipnoz ve psikoterapiler; kaygı probleminin kaynağındaki bileşenlerden olan “strese duyarlılık, geçmiş yaşantı ve deneyimler, kişilik özelliklerine bağlı unsurlar, sosyal hayat, iş hayatı ve kişinin günlük yaşamındaki mevcut stres faktörleri gibi unsurlar da ele alınarak bilişsel ve davranışsal değişimler sağlanmasına odaklanır.
Bu sorunu aşmanız mümkündür ancak her kişi farklıdır ve anksiyete bozukluğu türleri çok çeşitlidir. Bu nedenle, tüm terapiler kişiye özel tasarlanır. Görülen faydanın oranı ve ihtiyaç duyulacak seans sayısı da kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir.
Hipnoz filmlerde görüldüğü gibi bir şey değildir. Hipnoz sırasında kişi uyumaz, kendinden geçmez. Her zaman kontrol sahibidir. Hipnoz çok rahatlatıcı, güvenli ve doğal bir yöntemdir. Hipnoz nedir diye merak ediyorsanız, ana menüdeki linke tıklayarak hipnoz nedir, hipnoterapi nasıl yapılır sorularının cevabını ve hipnozun teknik açıklama videosunu da içeren makalemi incelemeniz faydalı olur.
Anksiyete Bozukluğu İçin İlaç Tedavisi
İlaçlar anksiyete bozukluklarının temelinde yatan psikolojik nedenlere etki etmedikleri için, terapilerle eş zamanlı olarak alınmadığı sürece anksiyete bozukluğunu etkin bir şekilde tedavi edemez. Ancak kaygı bozukluğu ilaçları, semptomları hafifletmek suretiyle günlük hayatınızda işlevselliğinizi artırmaya yardımcı olabilir. Anksiyete bozukluğu için ilaç kullanımı genellikle şunları içerir:
- Benzodiazepinler gibi anti-anksiyete ilaçları kaygınızı, paniğinizi ve endişenizi azaltabilir. Hızlı çalışırlar, ancak onlara karşı bir tolerans geliştirebilirsiniz. Bu onları zamanla daha az etkili hale getirir. Sağlık uzmanınız kısa dönem için bir anti-anksiyete ilacı verebilir, ardından ilacı azaltabilir veya tedavi sürecinize bir antidepresan da ekleyebilir.
- Antidepresanlar anksiyete bozukluklarına da yardımcı olabilir. Beyninizin ruh halinizi iyileştirmek ve stresi azaltmak için belirli kimyasalları nasıl kullandığını değiştirirler. Antidepresanların etki etmesi biraz zaman alabilir, bu yüzden sabırlı olmalısınız. Antidepresan almayı bırakmaya hazır olduğunuzu düşünüyorsanız, önce doktorunuza danışmanız çok önemlidir. İlaçlarınızı doktorunuza danışmadan birden bırakmayın.
- Genellikle yüksek tansiyon için kullanılan beta blokerler , anksiyete bozukluklarının bazı fiziksel semptomlarını azaltmaya yardımcı olabilir. Hızlı kalp atışını, titremeyi ve titremeyi rahatlatabilirler.
Anti-anksiyete ilaçları kullanmanız gerektiğini düşünüyorsanız, bunun asla tek başınıza verebileceğiniz bir karar olmadığını bilmeniz önemlidir. Arkadaş tavsiyesiyle ilaç kullanmamalısınız. İlaç kullanmanız gerekip gerekmediğine veya hangi ilacı ne dozda kullanmanız gerektiğine sadece bir psikiyatrist hekim karar vermelidir. Doktorunuz doğru ilaç kombinasyonunu ve dozunu bulmak için size belirli aralıklarla randevu verecektir. Doktorunuza danışmadan dozu da değiştirmeyin.
Anksiyete İlaçlarının Yan Etkileri Var mıdır?
İlaçlara başladığınızda ilk birkaç hafta bazı yan etkiler olursa ilacı kendi kararınızla kesmeyin. Bu tür ilaçlar zaten hemen değil, birkaç hafta içinde etkisini göstermeye başlar. Vücudunuzun ilaçların etkilerine göre kendini ayarlama ve alışma sürecinde bazı yan etkilerinin olabilmesi normaldir. Herkeste yan etki görülmese de ilaca başladıktan sonra yan etkiler hissederseniz, bu sizin cesaretinizi kırmasın. İlacı kendi başınıza bırakmayın. Doktorunuza danışın, zira yan etkiler genellikle geçicidir.
Doktorunuz zaten ilaçların olumsuz yan etkilere neden olmadan çalıştığından emin olmak için sizi birkaç hafta arayla tekrar görmek isteyecektir. Bu arada da Bilişsel Davranışçı Terapi, Psikoterapi, Hipnoterapi gibi tamamlayıcı terapi yöntemlerine de başlamanızı önerecektir. Zira anksiyete bozukluklarında en etkili tedavi yöntemi, ilaç tedavisine eşlik eden psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi, hipnoterapi gibi tamamlayıcı terapi yöntemleridir.
Anksiyete Bozukluğu Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Anksiyete bozukluğu tedavisinin ne kadar süreceği semptomların şiddetine, kişinin kendisine, tedaviye yanıt verme hızına ve kullanılan bütüncül tedavi yöntemlerinin türüne göre değişkenlik gösterebilir. Tedavi süreci, kişiden kişiye göre değişmekle beraber en az 8-12 hafta ila birkaç yıla kadar sürebilir. Bazı bireyler birkaç haftada belirgin bir iyileşme yaşarken diğerleri için tedavi süreci daha uzun sürebilir.
Tedaviye erken başlamak, semptomların ilerlemesini önleyebilir. Tedaviye uyumlu olmak, terapi seanslarına düzenli olarak devam etmek, ve özellikle hem doktorunuzla hem de psikoloğunuzla işbirliği ve uyum içinde olmak, başarı şansınızı artırır. Hipnoterapi ve BDT, stres ve anksiyete bozukluklarının tedavisinde kullanılan yöntemlerden biri olarak, tamamlayıcı tedavi kapsamında tedavi sürecine eşlik için oldukça başarılı destek yöntemleridir. Hipnoz ile anksiyete bozukluğu tedavisi mümkündür ancak eş zamanlı olarak ilaç kullanımı da gerekip gerekmediğine doktorunuz karar verecektir.
Kaygı Bozukluğu İçin Kesin Çözüm Nedir?
Anksiyete bozukluğunun bazı türleri için %100 kesin sonuç vaat edebilecek garantili bir tedavi yöntemi yoktur zira her kişi farklıdır. Tedaviden sonuç almak mümkün olsa da insan faktörünün olduğu konularda %100 kesin çözüm, garanti edilemez. Bazı kişiler tamamen iyileşirken, diğerleri için semptomlar yönetilebilir hale gelerek yaşam kalitesini arttırır. Kişiler tedavi ve terapilerden farklı sürelerde, farklı sonuçlarla fayda görür. Ancak uygun tedavi ve destekle birçok kişi semptomlarını yönetebilir hale gelir. %100 iyileşmek de mümkündür ancak önceden belirlenen bir sürede ve %100 sonuç vereceği vaat edilebilecek garantili bir yöntem maalesef yoktur. Tedavideki başarı şansı kişisel faktörlere, semptomların şiddetine ve kişinin terapilere uyum ve iş birliği seviyesine bağlıdır.
Anksiyete bozukluğu konusundaki hipnoterapinin özelliği aslında kaygıdan kurtulmak için tasarlanmış olmalarından ziyade, kaygıdan korkmaktan kurtulmak için tasarlanmış olmalarıdır. Kaygıya direnmek, kaçınmak, onunla bilinçsizce savaşmak, kişiyi bu olumsuz duyguların tutsağı yapar. Bu, bataklığa saplanan birinin oradan çıkmak için yaptığı beyhude bir mücadeleye benzer: Bataklıktan çıkmak için ne kadar çok çabalarsanız, o kadar dibe batarsınız. Ancak bu tür durumlarla baş etme becerilerinizi hem bilişsel hem bilinç dışı düzeyde geliştirdiğinizde; öğrendiğiniz egzersizleri ve teknikleri ustalıkla kullanabilir hale geldiğinizde, sinir sisteminizin bu anksiyeteye karşı duyarsızlaşmasını sağlamayı başarırsınız. Böylece anksiyeteniz zamanla söner.
Hipnoz ile anksiyete tedavisi ve bilişsel davranışçı yaklaşımlarla edineceğiniz teknikleri başarıyla hayatınıza entegre ettiğinizde bir daha asla anksiyete yaşamayacağınızı garanti etmek gerçekçi bir vaat olmaz elbette. Çünkü hayat, herkes için zaman zaman kaygının ortaya çıkmasına neden olabilecek çeşitli zorluklarla doludur, öyle değil mi? Aradaki fark şudur ki; bu tür terapilerle, ilaçların semptomatik tedavisi dışında kalan (fizyolojik – biyolojik – nörokimyasal olmayan) psikolojik ve davranışsal unsurları yönetmeyi öğrendiğinizde, artık o kaygılı durumun tutsağı olmayacaksınız. Kaygı hislerini kolaylıkla söndürebilir hale geleceksiniz. Zamanla ilaçları da bırakmanız mümkün hale gelecektir.
Sıkça Sorulan Sorular
Anksiyete Bozuklukları ile ilgili sık sorulan sorular
Anksiyete bozukluğu, tekrarlayan kaygı veya korku hissi ile karakterize edilen bir zihinsel rahatsızlıktır. Kişi, herhangi bir gerçek tehdit olmadan bile aşırı endişe hissedebilir.
Anksiyete bozukluğunun nedenleri tam olarak bilinmemektedir, ancak genetik faktörler, beyin kimyası, çevresel faktörler ve yaşam deneyimleri gibi birçok faktörün rol oynadığı düşünülmektedir.
Kaygı bozukluğunun semptomları arasında aşırı endişe, sinirlilik, uykusuzluk, kalp çarpıntısı, terleme, titreme, mide bulantısı, korku, çarpıntı ve solunum problemleri yer alabilir.
Anksiyete bozukluğunun tedavisi türüne göre ve kişinin durumuna göre değişkenlik gösterebilir. Genellikle bilişsel davranışçı terapi, ilaç tedavisi, hipnoz, psikoterapi gibi tedavi ve terapi türlerinin bir kombinasyonu kullanılır.
Anksiyete tedavisi süresi, kişiden kişiye değişebilir ve bu sürecin başarısı semptomların ciddiyetine, anksiyetenin ve tedavinin türüne ve kişinin tedaviye yanıtına bağlıdır. Bazıları için anksiyete tedavisi daha kısa sürebilirken, diğerleri için daha uzun bir süre gerekebilir.
Anksiyete bozukluklarını önlemek tamamen mümkün olmasa da, stres yönetimi, düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme ve uyku düzeni gibi yaşam tarzı faktörleri, semptomların şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir. Yoga, meditasyon, otohipnoz, gevşeme egzersizleri, EFT tekniği gibi kendi kendine yardım yöntemleri, stres yönetimi, gevşeme ve semptomları azaltma veya yönetme konusunda faydalı olabilir.