Bir miktar kaygı, hayatta karşılaştığımız zorluklarla başa çıkma konusunda bizi motive ederek yararlı bile olabilir. Fakat kaygı mantıksız ve aşırı sayılabilecek bir düzeye ulaşmışsa, bu durum çoğu zaman sağlığımızı ve mutluluğumuzu olumsuz etkiler. Toplumun %5 ile %10’u, tedavi gerektirecek düzeyde bir fobi veya korkuya sahiptir. Yaşam kalitesini çok etkilemediği için farkında bile olmadığımız fobileri de işin içine katarsak, bu oran %20’lere kadar çıkmaktadır. Kadınlarda erkeklere göre daha yaygın olarak görülür. Bazı durum ya da nesnelere karşı nedensiz veya nedenli de olsa aşırı korku duymak, yaşam kalitemizi de düşürür.
İçindekiler
Fobi Nedir?
Fobi, bireylerde yoğun ve aşırı korku ya da kaygıya yol açan, belirli bir nesne, durum ya da aktivite sırasında ortaya çıkan bir tür anksiyete bozukluğudur. Algılanan tehdidin mantıksız ve orantısız olması, başlıca özelliğidir. Kişi ilgili uyaranla karşılaştığında kaçınma davranışı gösterebilir, panik atak geçirebilir veya şiddetli ve orantısız bir korku hissedebilir. Belirli bir nesne, faaliyet veya durum tarafından ortaya çıkar. Gerçekçi olmayan ve kontrol edilemeyen bir korku durumu olan fobi kelimesi, Yunanca “phobos” kelimesinden gelmektedir.
Fobi ve korku, birbirinden farklı kavramlardır. Dolayısıyla, bu iki istenmeyen duygunun giderilmesinde birbirinden farklı terapi yaklaşımları kullanılır.
Fobi ve Korku Arasındaki Farklar
Belirtileri ortaya çıkaran şeyden kaçınmak, uzunca sürmesi, mantıksız olması ve sebebinin bilinmemesi gibi özellikler, “fobi” kavramının ana unsurlarıdır. Mantıklı bir sebebi olan veya bir yaşam deneyimi sonucunda oluşan aşırı kaygıya ise “korku” denir.
Örneğin, “uçak fobisi” ve “uçak korkusu” birbirinden farklı kavramlardır. Birisi sebebi bilinmeden, kendiliğinden oluşmuştur, diğer ise örneğin tehlikeli bir uçuş deneyimi sonucunda oluşmuş olabilir. Yani birinin sebebi ve başlangıç noktası belliyken, diğerinin belirsizdir.
Korkuyla fobinin arasındaki en önemli fark, fobilerin mantıklı bir sebebi olmamasıdır. Fobiler, irrasyoneldir. Kişi sahip olduğu fobinin sebebini başından geçen bir olaya bağlamaz. Hatta çoğu zaman nedenini bilmez, mantıksız bir korku olduğunun da farkındadır. (Kedi fobisi gibi). Oysa aslında bilinçaltında yatan bir sebebi mutlaka vardır. Sadece kişi bu sebebin farkında değildir. Çünkü bilinçaltı, zihnimizin farkındalığımızla ulaşamadığımız bölümüdür.
Fobi Belirtileri Nelerdir?
Kişi mantıksız bir korkuya sebep olan bir durum, nesne ya da olay ile karşı karşıya kaldığında, anksiyete ile ilişkilendirilen bazı belirtiler ortaya çıkar. Fobiye özgü durumlardaki belirtilerin çoğu, panik atak sırasında yaşanan belirtiler gibidir. Bu belirtilerin bazıları şunlardır;
- Nefes almakta zorluk,
- Kalp çarpıntısı,
- Yüz kızarması, kaşıntı veya uyuşma,
- Titreme,
- Göz kararması,
- Ağızda kuruluk,
- Yutkunma zorluğu,
- Mide rahatsızlığı,
- Bilinç kaybı,
- Kan basıncında ani düşüş,
- Bayılma hissi,
- Depresif duygu durumları,
- Şok durumu.
Kaç Çeşit Fobi Vardır?
Fobiler, genel olarak üç ana kategori altında incelenebilir: özgül fobiler, sosyal fobi (sosyal anksiyete bozukluğu) ve agorafobi. Her bir kategorinin altında çeşitli spesifik fobiler bulunur. Fobi türlerine örnekler:
1. Özgül Fobiler
Özgül fobiler, belirli nesnelere, durumlara veya canlılara karşı duyulan yoğun korkudur. Bu kategorideki fobiler çok çeşitlidir. Temel olarak en yaygın olarak görülen özgül fobilerden bazıları şunlardır:
- Hayvan Fobileri: Kedilerden (ailurofobi), örümceklerden (araknofobi), köpeklerden (kinofobi) korkma.
- Doğa Fobileri: Yükseklik korkusu (akrofobi), fırtına korkusu (astrafobi) veya karanlık korkusu (niktalopi).
- Kan, İğne ve Yaralanma Fobileri: Kan görme (hemofobi), iğneler (trifobya) veya yaralanmalar (travmatofobi) karşısında korkma.
- Durumsal Fobiler: Uçakla seyahat etmekten korkma (aerofobi veya aviofobi), asansör veya kapalı alan korkusu (klostrofobi).
2. Sosyal Fobi (Sosyal Anksiyete Bozukluğu)
Sosyal fobi, sosyal durumlarda hissedilen yoğun korku ve endişe durumudur. Bu korku özellikle sosyal etkileşimler, performans gerektiren durumlar veya yargılanma korkusu içeren ortamlarda tetiklenir. Sosyal durumları aşırı derecede stresli bulan kişiler bu tür durumlardan mümkün olduğunca kaçınma eğilimindedirler.
3. Agorafobi
Agorafobi, evden çıkma, kalabalık yerlerde bulunma, açık alanlarda olma veya yalnız seyahat etme gibi durumlar karşısında duyulan orantısız ve aşırı bir korku ve endişedir. Alan korkusu olarak da bilinen agorafobi, kişinin evine veya “güvenli” olarak algıladığı alanlara sıkı sıkıya bağlı kalmasına neden olarak kişinin bazı mekan ve koşullardan kaçınmasına yol açar. Bu tür mekan veya koşullar, genellikle kaçınılması güç olan açık alanlar, yoğun kalabalıklar, alışveriş merkezleri, toplu taşıma araçları ya da evin dışında olma gibi durumlardır. Kişiler bir veya daha fazla panik atak geçirdikten sonra başka bir atak geçirme endişesi yaşadıkları için agorafobi veya panik bozukluk geliştirmiş olabilirler.
Fobiler Neden Olur?
Fobiler her kişide farklı nedenlerle oluşabilir. Bazıları bilinçaltında yanlış kodlamayla, diğerleri olumsuz bir deneyimle oluşmuş olabilir. Kişinin genel olarak telkine yatkınlık yeteneği de fobi oluşmasındaki etkenlerden biridir.
1. Öğrenilmiş Tepkiler
Birçok fobi, özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmatik bir olaydan veya şahit olunan bir durumdan kaynaklanabilir. Bir kişi, belirli bir nesne ya da duruma bizzat maruz kaldığında, yaşadığı aşırı korku ile bir “öğrenme” gerçekleştirmiş olabilir. Örneğin, küçükken köpek tarafından ısırılan veya birinin ısırıldığını gören bir kişi, büyüyünce köpeklerden korkabilir.
2. Bilgi Edinme Yoluyla
Bazı fobiler, okunan, izlenen ya da duyulan bilgilerin etkisiyle de gelişebilir. Örneğin, televizyondaki belgesel kanallarında sürekli uçak kazaları belgeseli izleyen biri, uçak korkusu geliştirebilir. Korku filmleri izlemek de çeşitli konularda fobi edinmeyi sağlayabilir.
3. Genetik ve Eğilimler
Genetik faktörler, fobi geliştirmede rol oynayabilir. Araştırmalar, fobiye yatkınlığın aile içinde genetik olarak da aktarılabilir bir durum olduğunu göstermiştir. Bazı insanların fobileri geliştirme konusunda diğerlerinden daha yatkın olmasının sebebi budur.
4. Çevresel ve İletişimsel Faktörler
Kişinin yetiştirilme şekli fobilerin oluşumunda etkilidir. Örneğin, aşırı koruyucu bir aile, eğer çocuğu kedi sevmek istediğinde “tırmalar, elleme, pis” ve benzeri telkinlerle çocuğu sürekli engellerse, kedileri tehlikeli olarak algılayan çocuk, kedi fobisi geliştirebilir.
5. Psikolojik Faktörler
Kişilerin anksiyeteye yatkınlığı, stresle başa çıkma becerilerinin düzeyi gibi bazı psikolojik faktörler de fobi gelişiminde önemli rol oynar. Anksiyete düzeyi yüksek olan kişilerin fobi geliştirme olasılığı daha yüksektir.
6. Eşzamanlı Diğer Psikolojik Durumlar
Bazı durumlarda fobiler, başka psikolojik sorunlarla beraber de gelişebilir. Örneğin, depresyon veya yaygın anksiyete bozukluğu gibi bazı psikiyatrik sorunlar, kişinin fobi geliştirmesine katkıda bulunabilir.
7. Yanlış Bilinçaltı İlişkilendirmeleri
Bilinçaltı bazen fobik uyaranla aslında hiç ilgisi olmayan herhangi bir durumu yanlış değerlendirerek bir tehditmiş gibi kodlayabilir. Örneğin, kişi uçağa bindiği günlerden birinde tesadüfen kan şekeri düşükken uçağa binmiş olabilir. O sırada da normal olarak (kan şekeri problemi nedeniyle) kişide çarpıntı, kaygı, titreme, terleme gibi şeyler baş göstermiş olabilir. Bilinçaltı bu tür bir durumda normal olarak tetiklenen bu olağan belirtileri, o sırada uçakta olduğu için uçakla ilişkilendirmiş olabilir.
Bu tür durumlar, bilinçaltının yaptığı masum bir ilişkilendirmedir aslında. Çünkü bilinçaltı her zaman kişiyi korumaya yönelik davranır ve aslında ona ne verirseniz onu literal olarak alır, yorum yapmaz. Bu yüzden bu kişi ileride yine uçağa bindiğinde, bu yanlış ilişkilendirme yüzünden kişinin bilinçaltı kişiyi korumak amacıyla savaş-kaç tepkisi tetikliyor olabilir. Zira daha önce bu semptomları “uçağa binmek” ile ilişkilendirmiştir. İşte artık kişinin nur topu gibi bir fobisi olmuştur. Kişi bu fobinin kaynağını, nedenini bilmiyordur. Sadece uçağa binemiyordur, o kadar. Ne zaman uçağa binse, şekeri düşmemiş bile olsa bu belirtiler baş gösteriyordur.
Bu örnekte, “kişi uçağa binerken daha önce kan şekerine bağlı olarak bu problemleri yaşadığı için bilinçaltı bir fobi oluşturup kişiyi uçağa binmekten alıkoyuyordur” demek suretiyle vurguladığımız şey, aslında bu durumun kişi için irrasyonel olduğudur. Fobilerde, hissedilen duygunun kişi için mantıklı bir sebebi yoktur.
8. Deneyimle Oluşan Fobiler
Korku, kişinin daha önce yaşamış olduğu spesifik bir olaydan kaynaklanan bir duygudur. Sebebi ve başlangıç noktası bellidir. Yine aynı örneğe değinecek olursak: kişi daha önce korkutucu bir uçak seyahati yaşamışsa, bu durum kişide bir uçuş korkusu oluşturmuş olabilir. Kişi uçağa neden binemediğini biliyordur. Çünkü daha önce çok sallanan bir uçağa binip korkmuştur, ya da belki de bir uçak kazası geçirmiştir… Ya da düşme tehlikesi atlatmıştır… (örnekler çoğaltılabilir). İşte bu durumun kaynağı, daha önce yaşanan olumsuz ve korkutucu bir deneyimdir. Ne zaman başladığı bellidir. Korkutucu bir uçak seyahatinden sonra başlamıştır. Farkı anladınız mı? Fobi ve korkunun farkı, en basit anlamıyla budur.
Dolayısıyla korkulara ve fobilere uygulanması gereken hipnoterapi modelleri de farklı olmalıdır. Örneğin kedi korkusu ve kedi fobisi; köpek korkusu ve köpek fobisi; böcek korkusu ve böcek fobisi; uçak korkusu ve uçak fobisi; birbirinden farklı şeylerdir. Dolayısıyla korku ve fobilerle ilgili hipnoterapi uygulanırken kullanılacak olan hipnotik yaklaşım ve teknikler, kişiye özel olarak tasarlanmalıdır. Her kişi farklı olduğu gibi her kişinin fobisinin kaynağı, sebepleri, yoğunluğu ve özellikleri de farklıdır.
Fobi Tedavisi Nasıl Olur?
Fobiler genellikle bireysel terapi, özellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT) yoluyla etkili bir şekilde tedavi edilebilir. BDT, fobiye neden olan düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmeye odaklanır. Ayrıca, maruz bırakma terapisi gibi teknikler, kişinin korktuğu nesne veya durumla yavaş yavaş ve kontrollü bir şekilde karşılaşmasını sağlayarak korkularını aşmasına yardımcı olabilir. Duruma göre, anksiyeteyi yönetmek için ilaç tedavisi de önerilebilir. Fobiler için en yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemleri şunlardır:
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
- Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme terapisi (EMDR)
- Maruz kalma terapisi (Exposure Therapy)
- Sistematik Duyarsızlaştırma
- Psikoeğitim
- Hipnoterapi
Fobi Tedavisi Kaç Seans Sürer?
Bazı kişiler sadece birkaç seansta bile fobisinden kurtulabiliyor olsa da unutmamak gerekir ki her kişi farklıdır. Herkesin hipnoz ile etkileşimi farklı olduğu gibi, her kişinin fobisinin sebepleri, yoğunluğu, niteliği de farklı farklıdır. Farklı kişilerde 3, 4, 5, 6, 7 seans da gerekebilir, daha fazla ya da daha az da olabilir. Seans sayısı kişiden kişiye göre farklılık gösterdiği için, fobi tedavisi ile ilgili önceden herhangi bir kesin seans sayısı vaat etmek etik ve gerçekçi bir söylem olmaz. Ancak sadece 1 seansta fobisinden kurtulan olduğunda da şaşırmıyoruz. Her kişi farklıdır.
Fobi tedavi yöntemleri ile ilgili ve özellikle hipnozla fobi tedavisi ile ilgili literatürde binlerce bilimsel makale bulabilirsiniz. Benim klinik psikoloji yüksek lisans tez çalışmam da uçak fobisinin hipnozla giderilmesi ile ilgili bilimsel bir çalışmadır. Bu bilimsel tez çalışmasını YÖK Ulusal Tez Merkezi’nden indirerek inceleyebilirsiniz.
Ömür boyu fobiyle yaşamak zorunda değilsiniz. Bir fobiniz varsa üstesinden gelmeyi ertelemeyin, daha çok yer etmesi için ona fırsat vermeyin; destek alarak fobinizle vedalaşın.
Fobi Listesi
2020 yılında yapılan bir araştırmaya göre dünyada en yaygın olarak görülen fobiler şunlar:
- akrofobi: yükseklik korkusu
- aerofobi: uçak korkusu
- akuafobi: su korkusu
- astrafobi: fırtına korkusu
- klostrofobi: kapalı alan korkusu
- dentofobi: dişçiye gitme korkusu
- enoklofobi: kalabalıktan korkma
- glossofobi: topluluk önünde konuşma korkusu
- hemofobi: kan korkusu
- iatrofobi: doktor korkusu
- mizofobi (germofobi): kirlenme korkusu
- nozokomefobi: hastane korkusu
- thalassofobi: açık su/deniz korkusu
- zoofobi: hayvanlardan korkma
Bu sınıflandırmaların ayrıntılarına girildiğinde karşımıza daha spesifik fobiler çıkıyor. Örneğin, hayvan korkusunun (zoofobi) farklı hayvanlarla ilişkili spesifik isimleri vardır. Örneğin:
- ailurofobi: kedi korkusu
- araknofobi: örümcek korkusu
- kinofobi: köpek korkusu
- entomofobi: böcek korkusu
- musofobi: fare korkusu
- ofidiyofobi: yılan korkusu
- ornitofobi: kuş korkusu
- ihtiyofobi: balık veya balık yeme korkusu
Veya örneğin “fırtına korkusu” (astrafobi) dışında, hava durumuyla ilgili daha spesifik fobiler de vardır:
- ankraofobi: rüzgar korkusu
- antofobi: sel korkusu
- chionofobi: kar korkusu
- heliofobi: güneş korkusu
- nyctophobia: karanlık korkusu
- lilapsofobi: kasırga korkusu
- pluviofobi: yağmur ve fırtınalarla ilişkili hava olayı korkusu
- termofobi: sıcak hava korkusu
Yaygın olarak görülen fobilerden bazılarını elbette duymuş olabilirsiniz ama nadir olarak görülen ve gerçekten aşırı mantıksız görünen bazı spesifik fobiler de vardır:
- anatidaefobi: ördeklerin sizi izleme korkusu
- alektorofobi: tavuklardan veya tavuklardan korkma
- ambulofobi: yürüme korkusu
- antofobi: çiçek korkusu
- kulrofobi: palyaço korkusu
- emetofobi: kusma korkusu
- ekinofobi: at korkusu
- gamofobi: evlilik korkusu
- jinofobi: kadın korkusu
- hafefobi: dokunulma korkusu
- lockiophobia: doğum korkusu
- megalofobi: büyük nesnelerden korkma
- nomofobi: telefonsuz kalma korkusu
- plütofobi: para korkusu
- talasofobi: okyanus korkusu
- tripanofobi: iğne korkusu
- tripofobi: düzensiz deliklerin kümelenmiş desenlerinden korkma