Yüz Yüze Hipnoz Eğitimi – 2025

“Eğitiminize katılırsak vereceğiniz sertifika bana hipnoz uygulama yetkisi verecek mi? Sertifika bana Sağlık Bakanlığı onaylı hipnoz yapma yetkisi veriyor mu?…” sorusu, en sık sorulan sorulardandır. Dünyanın tüm ülkelerinde ve Türkiye’de hipnoz alanında açılan özel kurslarda verilen sertifikalar, “hekim, psikolog, psikiyatrist” ve benzeri meslek gruplarından olmayan hiç kimseye sağlık bakanlığı nezdinde bir teşhis veya tedavi uygulama yetkisi veremez. “Hipnoz Eğitimi” kapsamında verilen tüm sertifikalar, “katılım sertifikaları”dır. Katılım sertifikası almak, teşhis ve tedavi yetkisi olmayan kişilere hipnoz ile herhangi bir “tedavi” yapma yetkisi vermez. Zira Türkiye’de (ve dünyada) teşhis ve tedavi yetkisi tüm dünyada, kanunlarca sadece hekimlere verilmiş bir yetkidir. Uluslararası geçerli sertifika diye bir şey de yoktur.

Eğer amacınız hipnozla “tedavi” yapmaksa, bu yetkiyi hipnoz eğitimi sertifikası değil, üniversite diplomanızın verdiğini unutmayınız. Hipnoz sertifikaları kişiye “hipnozla hastalık tedavisi yapma yetkisi” vermez. Dünyada, hekim haricindeki kişisel gelişim uzmanları sadece mesleki ve/veya hobisel kişisel gelişim ve motivasyon kapsamında olan (vocational and avocational self improvement) konularda hipnoz uygulayabilmekteler. Her ülkenin kanunları farklıdır. Sertifikalar kişiye diledikleri her konuda hipnoz yapma yetkisi vermez. Kişinin hangi konularda hipnoz uygulayabileceği ile ilgili yetkiyi veren şey “sertifika” değil, “üniversite lisans ve doktora diplomalarıdır”. Bu nedenle, hipnoz eğitimi alan kişilerin hipnozu kendi yetkinliklerinin yasal sınırları içinde kullanmaları, kendi sorumluluklarındadır.

Her Psikolog veya Psikiyatrist aynı zamanda bir Hipnoterapist veya Hipnoz uygulayıcısı değildir. Hipnoterapi eğitimi ayrıca alınmış olmalıdır. Hekimler de hipnozu sadece eğitimini aldıkları kendi uzmanlık alanlarında uygularlar. Örneğin Astım hastalığı konusunda göğüs hastalıkları uzmanı, ağrısız doğumda kadın doğum uzmanı, cilt hastalıkları konusunda dermatolog, ruhsal hastalıklarda psikiyatri uzmanı, diş çekimi ve diş eti hastalıklarında diş hekimleri, hem bilgi ve yeterlilik, hem de yasal olarak yetkilidirler. Çünkü söz konusu hastalıkları tedavi ederlerken hipnozu kendi uzmanlık bilgileri içinde ekstra bir destek aracı olarak kullanacaklardır.

Hipnozun kullanım alanı sadece hastalık tedavisi veya klinik konular değildir. “Tedavi” kapsamı dışında bir çok kullanım alanı vardır. (Kişisel gelişim ve pozitif değişim alanları gibi). İşte bu yüzden dünyanın bir çok ülkesinde Hipnoterapistlik ayrı bir meslek grubu olarak tanımlanmış ve hekim olan ve hekim olmayan uygulayıcıların kullanım alanları da net olarak ayrı ayrı tanımlanmıştır. Dünyada hipnozu öğrenmek, kendi alanının sınırlarını aşmamak şartıyla kullanmak kimseye yasaklanmamıştır. Hipnozla “tedavi kapsamına girecek konularda hekim olmayan kişilerin uygulama yapması”, elbette dünyada kanunlarca kısıtlanmıştır. Ancak bu sadece hipnoz için değil, “tedavi” amaçlı olarak kullanılabilen tüm uygulama ve yöntemler (araçlar) için geçerlidir. 

Hekim/psikiyatr/diş hekimi vb değilseniz, ne hipnozla ne başka bir yöntemle “teşhis ve tedavi” yetkiniz yoktur. Üç beş günlük bir eğitimle böyle bir yetki sahibi olmak zaten eşyanın doğasına aykırıdır.

Hipnozu kendi yetkinlik ve yeterlilik sınırlarınız dahilinde uygulamak üzere hipnoz eğitimine katılabilirsiniz elbette ancak eğer “tıp hekimi, diş hekimi, psikiyatrist hekim, klinik psikolog vb” meslek gruplarından birinde değilseniz, hipnoz eğitimine katılmış olmak size sağlık bakanlığı nezdinde bir uygulayıcı yetkisi vermez. Ancak dünyada hipnotistler, eğitimciler, kişisel gelişimciler vb de hipnozu literatürde “hastalık” kategorisinde olmayan konularda; mesleki ve/veya hobisel kişisel gelişim alanlarında (vocational and avocational self improvement) başarıyla kullanabilmekteler.

Katılacağınız hipnoz eğitimini seçerken, hipnozu etik kurallarıyla beraber en doğru şekilde öğrenebileceğiniz kaliteli bir eğitime katılıp katılmadığınızı sorgulamak iyi bir fikirdir. Zira alacağınız hipnoz eğitimi sertifikası, sizin bu eğitimi tecrübeli ve ciddi bir kişi/kurumdan aldığınızı belgeleyen bir katılım sertifikasıdır.

Bazı hipnoz eğitimi veren kişi ve kuruluşların sitelerinde görülen “uluslararası geçerli sertifika“ safsatalarına da inanmayınız. Hepsi aslında “katılım sertifikası” niteliğindedir. Uluslararası geçerli sertifika diye bir şey yoktur.

Türkiye’de hipnoz eğitimi veren bazı kişi ve kurumlar, herhangi bir ülkede yetkilendirme izni olmayan bazı sıradan yabancı hipnoz derneklerinin logosunu kullanma hakkını küçük bir ücret karşılığında satın alarak eğitim verdikleri kişilere “uluslar arası geçerlilikte sertifika veriyoruz” diyerek sertifikalarını özel bir yetki veriyormuş gibi lanse etmektedirler. Her ülke kendi kanunlarına tabidir; dolayısıyla ULUSLAR ARASI GEÇERLİ SERTİFİKA DİYE BİR ŞEY YOKTUR.

Unutmayın; Hipnoz eğitimlerinde verilen sertifikalar kişiye herhangi bir “teşhis ve tedavi” yetkisi vermez. Türkiye’de hekim, psikolog vb meslek mensubu olmayan kişilere böyle bir yetki veren bir hipnoz eğitimi bulunmamaktadır. Bu iddiada olan sertifika vaatlerine itibar etmeyiniz. Verilen tüm sertifikalar birer katılım sertifikasıdır. Hekim ya da klinik psikolog değilseniz, hipnozu “tedavi/terapi” amaçlı kullanamazsınız. Verilen hipnoz eğitimi sertifikaları sadece birer “katılım sertifikası” niteliğindedir. 

Sertifikalı Hipnoz eğitimlerinde verilen sertifikaların Sağlık Bakanlığının verdiği bir “yetki belgesi” niteliğinde olmadığını; bu yetkiyi verenin sertifika değil, kişinin kendi uzmanlık alanında almış olduğu üniversite diploması olduğunu bilmeniz önemlidir.

Sağlık bakanlığı onaylı sertifikalar, müfredatı sağlık bakanlığınca onaylanmış olan sertifikalardır ve sadece hekimlerin, diş hekimlerinin ve klinik psikologların katılımına açıktır. (Normal psikologlar da katılamıyor, sadece klinik psikoloji yüksek lisansı olan psikologlar katılabiliyor).  Görüldüğü üzere; Sağlık Bakanlığı onaylı sertifika veren bir eğitime kabul edilen kişiler, terapi/tedavi yetkisi zaten var olan kişilerdir. (Hekimler ve klinik psikologlar katılabiliyor). Dolayısıyla, yetkiyi veren şey yine o sertifika değil, kişinin üniversite diploması… Yine de sertifikalar, kişiye diledikleri her konuda hipnoz yapma yetkisi vermez. Örneğin bir diş hekimi, cilt hastalıkları konusunda hipnoz yapmaz. Bir cilt hastalıkları uzmanı da panik bozukluk konusunda hipnoz yapmaz. Sağlık bakanlığı onaylı sertifika olması, her konuda uygulama yapabileceği anlamına gelmez. 

Kısacası; kişinin hangi konularda hipnoz uygulayabileceği ile ilgili yetkiyi veren şey sertifika değil, “üniversite lisans, yüksek lisans ve doktora diplomalarıdır”. Bu yüzdendir ki, Sağlık bakanlığı onaylı bir eğitime sadece hekim, diş hekimi ve klinik psikologlar katılabilmektedir. Başka alanlardan katılımcı kabul edilmemektedir.

Bizim eğitimimiz Sağlık Bakanlığı onaylı sertifika veren bir hipnoz eğitimi değildir. Bizim verdiğimiz sertifika, “katılım sertifikası” niteliğindedir. Eğitiminizi ciddi ve uzman bir kurumdan öğrendiğinizi belgelemekten ibarettir. Size Sağlık Bakanlığı nezdinden bir yetki vermez. Bizim verdiğimiz eğitim zaten insan sağlığına yönelik tıbbi tedavi konularına değinmez. Hipnoza alma tekniklerini ve temel konularda nasıl hipnoterapi yapılacağını ve hipnoterapiyi kendi uzmanlık alanınıza nasıl entegre edeceğinizi. Örneğin bir klinik psikolog iseniz, Panik Bozukluk nedir, tanı kriterleri nelerdir, nasıl tedavi edilir, zaten bilirsiniz… Dolayısıyla, hipnoz eğitimi aldığınızda, Panik Bozukluk konusunda hipnozu nasıl uygulayacağınızı eğitimde öğretmesek de, eğitimde telkin verme sanatının inceliklerini ve mekaniğini öğreneceğiniz için bu konudaki tedavi uygulamalarınızda hipnozu da kullanabilir hale gelirsiniz. Bu hipnoz eğitimi, bir uygulama ve metodoloji eğitimidir.   

İhtiyacınız sağlık bakanlığı onaylı bir sertifika ise ve hekim iseniz, hipnozun tıbbi uygulamalarını öğretmeyi hedefleyen hipnoz eğitimine katılmalısınız.

Bir sertifikanın e-devlet’te görünmesi ne anlama gelir, gelin önce bu sorunun cevabına değinelim:

Sertifikalı eğitimler veren herhangi bir kurumun verdiği herhangi bir sertifikanın E-Devlet’te görüntülenebiliyor olması da o sertifikanın herhangi bir yetki verdiği ya da yasal geçerlilik/akreditasyon sahibi olduğu anlamına gelmez. Sadece, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir öğretim kurumundan alınmış bir belge olduğunu gösterir. Örneğin MEB’e bağlı bir kurumdan biçki-dikiş kursu alırsanız, o da E-Devlette sorgulanabilir. Ancak o kursu almış olmanız, kursun size “terzi olma yetkisi” sağladığı anlamına gelmez. Ya da E-Devlette görünmeyen bir yerden biçki-dikiş kursu almış olmak, kişiyi biçki-dikiş konusunda daha az yetkili yapmaz. Bizim kurumumuzun ana faaliyet konusu eğitim değil, bire bir danışmanlık seansları olduğu için, biz Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir “eğitim kurumu” statüsünde değiliz. Danışmanlık şirketi  statüsündeyiz. MEB’e bağlı bir eğitim kurumu olmadığımız için de bizim verdiğimiz hipnoz eğitimi sertifikası E-Devlet’te sorgulanabilir değildir. Sertifikapress gibi sertifika sorgulama sistemleri veya “Üniversite Onaylı Sertifika” adı altında verilen sertifikalar da yasal bir yetki vermez. Sadece ticari bir şeydir. Bazı kurumlar üniversitelerin sürekli eğitim merkezleri ile komisyon karşılığı anlaşma yaparak üniversiteye kurs sertifikasını onaylatıyorlar. Bunlar da sadece katılım sertifikası niteliğindedir. Yetki veren sertifikalar değildirler. Üniversiteler bir eğitim kurumu olduğu için de sertifika E-devlet’te görünür. Ancak e-devlet’te sertifikanın görünüyor olması o sertifikanın “devlet onaylı” olduğu anlamına gelmediği gibi, yetki veren bir belge olduğu anlamına da gelmez. Sadece kursu Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir eğitim kurumundan aldığı anlamına gelir, Sertifika veren bazı kurslar, Sertfikapress’e yıllık ücret ödemek suretiyle üye olup, sertifikapress’ten sorgulama hizmeti de alabiliyorlar ama yetkiyi veren şey sizin üniversite diplomanızın verdiği yetkidir. Unutmayın; hiçbir hipnoz eğitimi sertifikası, hekim ya da psikolog olmayan birine herhangi bir yetki vermez. Yetkiyi veren e-şey, üniversite diplomanızdır. E-devlette görünen sertifikalar E-Devlet’te görünmeyenlerden daha itibarlıdır diye bir şey yoktur. Google’da kısa bir araştırmayla, bu konuda daha geniş bilgi bulabilirsiniz. 

Evet. Hipnoz yapmayı kesinlikle öğreneceksiniz. Ancak bu sorunun cevabı sizin özelliklerinize, entelektüel yapınıza ve iletişim becerilerinize de bağlıdır. Bir şeyi öğrenmek ve yapabilmek, bu bağlamda kişiden kişiye göre farklı anlamlara gelebilir. Bu tür eğitimlerle ilgili bilinmesi gereken en önemli şey; “SERTİFİKA HİPNOZ YAPMAZ”. Hipnoz eğitimi almanız size hipnoz yapmayı %100 öğretecektir elbette. Ancak hipnoz psikolojisinde iletişim becerisi ve danışanla terapötik bağ kurmak çok ama çok önemlidir. İletişim becerisi olmayan birisi, kaç tane hipnoz sertifikası alırsa alsın, hipnoz uygulama konusunda ustalaşamayabilir. Ustalaşmak, sizin bu konuda kendinizi geliştirmeye ne kadar açık ve istekli olduğunuza bağlıdır. Bol bol egzersiz yapmalısınız. Başarıyla uygulama becerisini de öğrendiklerinizi bol bol uygulamakla kazanabilirsiniz.

Bir futbolcu, gol atmayı ve futbolu teorik olarak öğrenebilir. Ancak antrenman yapmazsa, çaba göstermezse, pratik yapmazsa, vasat bir futbolcudan öteye geçemez. Bu, antrenörlük için de geçerlidir. Antrenör sertifikası almak, takımı şampiyon yapacağının garantisini vermez. Bu, kişinin yeteneğine ve vizyonuna da bağlıdır. Bir piyanist için de öyle değil midir? Unutmayın; Sertifika hipnoz yapmaz. Hipnoz eğitimi aldıktan sonra hipnoz yapmayı %100 öğreneceğinizin garantisini verebilirim. Ancak siz de hipnozu öğrenme disiplini konusunda %100 çaba, dikkat ve özen göstereceğinizin garantisini vermelisiniz.  

Hipnozla sağlık alanında terapi yapmayı öğrenmek demek, ilgili rahatsızlıkların doğasını tanımayı, bununla ilgili sağlam bir eğitim almayı gerektirir. Zira problemin doğası ile ilgili bilmeniz gereken mesleki alt yapınızı hipnoz eğitimi ile değil, lisans ve yüksek lisans eğitiminiz ile edinirsiniz. Hipnozun nasıl yapıldığını öğrenmeniz, kişisel gelişim ve motivasyona yönelik bir çok konuda hipnoz yapma becerileri kazanmanız için yeterli olacaktır.  Ancak psikolog veya hekim değilseniz ve amacınız 2 günde yetki veya meslek edinmekse, Türkiye’de öyle bir kurs yoktur. Bu tür kurslarda verilen tüm sertifikalar katılım sertifikalarıdır, kişiye bir yetki vermez. Hipnozu ne konuda uygulayabileceğinizle ilgili yetkiniz, sizin üniversite diplomanızın verdiği yetkilerle sınırlı olacaktır.  

Hipnoz Tedavinin Kendisi Değil, Bir “Araç”tır. Örneğin bir gitar ile güzel bir beste de yapabilirsiniz, birinin kafasına vurursanız kişiye zarar da verebilirsiniz. Bu durumda “Gitar tehlikelidir” diyerek yasaklamak, ya da “sadece polis ve askerler gitar kursu alabilir” demek ne kadar mantıklıdır? Yasalar gitar çalmayı veya öğrenmeyi değil, onu nasıl kullanacağınızın sınırlarını belirler. Gitar tehlikeli değildir, onu nasıl kullandığınıza göre tehlikeli hale de gelebilir. Ya da bir kalemle resim yapabilirsiniz; şiir, roman, şarkı yazabilirsiniz… Ama birinin gözüne batırırsanız, zarar verirsiniz.

Hipnoz da böyledir: 3 aylık ya da 3 günlük eğitim olması fark etmeksizin, eğer Bipolar bozukluğu olan birine mani evresindeyken herhangi bir konuda da olsa hipnoz yaparsanız, zarar verirsiniz. Ya da Psikozu olan birine hipnoz yaparsanız, majör depresyonu olan birine hipnoz yaparsanız; bu kişilere hipnoz yapmak, kalemi göze sokmaktan farksızdır… Hekim ya da klinik psikolog değilseniz, uygulama yapacağınız kişileri ve konuları özenle seçmelisiniz. Bunu nasıl yapacağınızı hem yüz yüze grup eğitiminde hem de online eğitimde detaylıca ele alıyoruz.  

Herkes, örneğin “özgüven arttırma” veya “hedeflere ulaşma” konusunda, yani kişisel gelişim ve motivasyon konularında hipnoz teknikleri ile yapılabilen uygulamaları öğrenebilir. Ancak kimleri hekime yönlendirmeniz gerektiğini, kimleri psikoloğa veya ilgili branşlardaki uzmanlara yönlendirmeniz gerektiğini (kırmızı çizgileri) bizim eğitimimizde kapsamlı olarak işliyoruz, merak etmeyin.

Motivasyon, mesleki ve hobisel kişisel gelişim konularında telkin içeren bilinçaltı eğitimler vermek için de Sağlık Bakanlığı onaylı sertifikaya gerek yoktur zira siz hipnoz ile tıbbi tedavi yapmayacaksınız. Sanılanın aksine, hipnozun tek kullanım alanı insan sağlığına yönelik tıbbi konular değildir. Hayatın kendisi telkindir. Günlük hayatımızdaki her iletişimimiz “telkin” içerir.

Herkes hipnoz eğitimi alabilir tabi ki. Bilgi çağındayız. Hipnozu öğrenmek kimseye yasak değildir. Ancak öğrendiğiniz yöntem ister hipnoz olsun ister ne yöntem olursa olsun; ilgili öğretiyi hangi konularda ve nasıl kullanacağınız tamamen sizin o alandaki yasal yetkinliğinizle sınırlıdır.

Hipnoz eğitimi almışsanız ve hekim iseniz, yetki ve bilgi alanlarınızın sınırlarını aşmadan hipnozu kendi alanınızdaki konularda uygulayabilirsiniz. Her ülke kendi kanunlarını kendi koyar, dolayısıyla “Uluslararası geçerli sertifika” diye bir şey yoktur. Hipnoz eğitimi alabilirsiniz, ancak hekim ya da klinik psikolog değilseniz sağlık alanındaki konularda hipnoz yapmamalısınız.

Hipnoz eğitimi sonunda alacağınız sertifika bir katılım sertifikası niteliğinde olup, hipnozu ciddi ve uzman bir kurumdan öğrendiğinizi belgelemeniz içindir. Bir yetki vermez. Kısacası, hipnoz tehlikeli değildir, ama hipnozu ne konuda kullandığınıza göre elbette her şey gibi, hipnoz da tehlike yaratabilir. Kalemi birinin gözüne batırmamanız öğretildiğinde kalemi göze batırmadığınız sürece birine zarar vermeniz mümkün değildir. 

Hipnoz, modern tıbba alternatif bir tedavi aracı olarak sunulmadığı sürece (ve ne amaçla kullandığınıza paralel olarak), belli bir entelektüel alt yapıya sahip herkesin öğrenebileceği bir iletişim aracıdır. Elbette siz de hipnoz eğitimi alabilirsiniz.

Evet, hipnoterapistlik bir uzmanlıktır. Hipnoterapi, “hipnoz ile tedavi” demektir. Hipnoterapistler Hipnoz konusunda ve bunun klinik kullanım alanları ve teknikleri konusunda eğitim almış hipnoz uzmanlardır. Türkiye’de meslek tanımları içinde “hipnoterapistlik” diye bir yasal meslek tanımı yoktur. Ama dünyada kabul gören bir “hipnoterapistlik” ünvan ve kavramı mevcuttur: 

“Hipnoterapist kimdir ve ne yapar” sorusu, ABD’de “Mesleki Ünvanlar Federal Sözlüğü”nde 1973’ten beri tanımlıdır. 1968’de kurulan ve 52 yılın üzerinde geçmişiyle ABD’de çapında ulusal akreditasyona sahip dünyanın ilk Hipnoterapi Akademisi HMI (Hypnosis Motivational Institute) ‘ın kurucusu ve Hipnoz’un dünyaca kabul görmüş duayenlerinden sayılan John Kappas, 1973 yılında ABD’nin “Mesleki Ünvanlar Federal Sözlüğü” ne giren “Hipnoterapist” ünvanın tanımını yapan kişidir. “Hipnoterapist kimdir ve ne yapar” sorusunun dünyaca kabul görmüş tanımı, Amerika’nın “Mesleki Ünvanlar Federal Sözlüğü”nde 1973’ten beri, şu anda da yürürlükte olmak üzere şu şekilde tanımlıdır:

“Motivasyonu artırmak veya davranış biçimini değiştirmek için danışana hipnotik durumu yükleyen kişidir. Danışan ile problemin doğasını belirlemek için görüşür. Hipnozun nasıl işlediğini ve hipnoz sırasında neler yaşatacağını danışana açıklayarak hipnotik duruma girmesi için onu hazırlar. Bazı hipnotik testler uygulayarak danışanın “fiziksel telkin edilebilirlik” ve “duygusal telkin edilebilirlik” derecesini belirler. Sonra danışanda hipnotik durum oluşturur. Problemin analizini ve uygulanan bu hipnotik testlerin yorumunu temele alarak hipnotik teknikleri ve yöntemleri danışana göre uyarlar ve uygular. Gerekli gördüğü durumlarda danışana oto hipnozu öğretebilir.”

Buradaki “fiziksel telkin edilebilirlik” (physical suggestibility) ve “duygusal telkin edilebilirlik” (emotional suggestibility) terimleri J. Kappas’ın (1925–2002)’ın 30 yıllık araştırmaları sonucunda dünya hipnoterapi literatürüne kazandırdığı iki teknik terimdir. “Duygusal olup olmamak” ile alakalı bir durum değildir; süjenin dolaylı telkinlere mi yoksa direkt telkinlere mi daha yatkın olduğu konusuna işaret eder. (Burak Uçkun’dan Hipnoz Eğitimi aldığınızda kişilerin telkin modelini nasıl tespit edeceğinizi de öğreneceksiniz.)  

“Hipnoterapist kimdir” sorusunun mesleki tanımı bugüne kadar bir değişikliğe uğramaksızın Amerika’nın Mesleki Ünvanlar Federal Sözlüğü’nde bu şekilde tanımlıdır. “Hipnoterapist” kavramı henüz Türkiye’de meslek olarak tanımlanmamış olduğu için bizde “hipnoterapistlik” diye bir meslek yoktur.

Dikkat ederseniz yukarıdaki evrensel tanımda ne “teşhis” veya “tedavi” den bahsedilmiş, ne de herhangi bir meslek mensubu olma şartı aranmış. Yurt dışında bir çok ülkede Hipnoterapistlik, yasalarda ayrı bir mesleki eğitim alanı olarak tanımlandığı için, Hipnoterapist’in literatürdeki bu resmi tanımında hekim olma şartından da bahsedilmemiş olduğu görülmektedir.

ANCAK: Hipnoz bir araçtır ve ne amaçla kullanıldığına dair yasalar vardır. Dünyanın diğer ülkelerinde de, tıp hekimi olmayan hiç kimse, hipnozu “tedavi” amaçlı konularda kullanmaya yetkili değildir. Hipnoterapi, “hipnozla terapi” yani “tedavi” anlamına gelir. Hipnoz ise bir araçtır ve tedavide kullanımı olduğu gibi, tedavi dışında kalan konularda da çok çeşitli kullanım alanları vardır. Hipnoz ve Hipnoterapinin farkını bilmeniz önemlidir. Hipnotist ve Hipnoterapist, farklı kavramlardır.

Hipnoterapi’nin İngiltere’de konumlandırılması ise şu şekildedir gelişmiştir; 2002 yılında İngiltere Eğitim Bakanlığı, “Hipnoterapi” ile ilgili, kendi ulusal mesleki yeterlilik temellerine dayanan bir “Ulusal Meslek Standartları” geliştirdi. Bu standartlar Hipnoterapist’lerin aldığı hipnoz eğitiminin standartlarını da belirlemiş oldu. İngiltere’nin “Nitelikler ve Müfredatlar Müdürlüğü” şemsiyesi altında ve Ulusal Yeterlilikler Çerçevesi’ne dayalı olarak belirlenen bu “ulusal meslek standartları” ile beraber Hipnoz uzmanlığı, İngiltere’de tıp, psikoloji veya psikiyatri gibi herhangi bir meslek grubunun tekeline verilmeksizin, tek başına bir uzmanlık olarak konumlandırılmış durumda.

Özet olarak, dünyanın birçok modern ülkesinde hipnoz ve hipnoterapistlik ya ayrı bir uzmanlık alanı ve özgün bir meslek olarak konumlandırılmış durumda. Kısıtlamalar getirilen bölge ve ülkeler olsa da, bu kısıtlamaların amacı ve içeriği: hipnozun hastalık tedavisi veya tıbbi teşhis veya “tedavi” amacıyla kullanılmasını engellemek için olan, sağlık alanındaki kullanımına yönelik kısıtlamalardır. Tabi ki “teşhis ve tedavi” sadece ve sadece tıp mensuplarına bırakılması gereken bir süreçtir. Sadece hipnoz değil, tıp mensupları haricindeki hiçbir uzmanlık alanı, hastalık tedavisi için hipnoz veya herhangi başka bir uygulama yapamaz.

Hipnozun tek kullanım alanı psikiyatri veya hastalık tedavisi olmadığı için, hipnozun; hastalık tedavisi veya tıbbi uygulamaları dışında kalan diğer kullanım alanlarında hipnoz uygulamaları yapılabilmesi, hipnozu öğretme, veya hipnoz öğrenme ile ilgili dünyadaki diğer bir çok ülkede herhangi bir kanuni kısıtlama yoktur. Gösteri amaçlı sahne hipnozu gibi şovların bir çok ülkede yasaklanmasının sebebi ise hipnoz gibi değerli bir uygulamanın imajının zedelenmemesi içindir.

Hipnotist; genel olarak hipnozu sağlık alanı dışındaki uygulamalarda kullanan hipnoz icracısıdır. Hipnoterapist ise; bazı ülkelerde hipnoterapist yetiştiren akademiler olduğu için, hipnoterapist teriminin kapsadığı sınırlar dahilinde  ülkenin mesleki terimler sözlüğünde tanımlandığı şekliyle uygulamalar yapan hipnoz uygulayıcısıdır.