Subliminal mesaj ve subliminal telkin kavramları genellikle reklamcıların, sinemanın ve hatta politikacıların zihnimizi manipüle etmek ve davranışlarımızı yönlendirmek amacıyla kullandıklarına dair birçok komplo teorisiyle anılır. Tüketim toplumunun birer üyesi olarak hepimiz elbette bazı bilinçaltı mesajlara maruz kaldık ve kalıyoruz. Subliminal telkin içeren mp3’lerin etkinliği hakkında bilimsel kanıt yoktur ve çoğu zaman placebo etkisi olarak açıklanır. Bu makalede subliminal ne demek, nasıl popüler hale geldi ve bu kavramla ilgili doğru sanılan yanlışları ele alıyoruz.
İçindekiler
Subliminal Kavramına Genel Bakış
Günümüzde subliminal mesaj mp3’leri çok popüler hale geldi. Bu bilinçaltı iletişim konsepti hakkında doğru ve bilimsel bilgilere sahip olmazsanız, subliminal telkin ürünleri sunan sitelere boşuna para kaptırmanız oldukça muhtemeldir. Subliminal mesaj ve subliminal telkin kavramları genellikle reklamcıların, sinemanın ve hatta politikacıların zihnimizi manipüle etmek, gizli ikna teknikleriyle davranışlarımızı ve kararlarımızı yönlendirmek amacıyla kullandıklarına dair birçok komplo teorisiyle anılır. Subliminal mesaj terimini doğru anlarsak, gerçek algı yönetimi yöntemlerin neler olduğunu, amaçlarını ve etkilerini de doğru anlamış oluruz.
Çoğu kişi, subliminal telkin ile ilgili, 25. kare deneyini kanıt olarak gösterir. Halbuki bu da bir şehir efsanesidir. 25. kare deneyi yalanı ile ilgili geniş bilgiyi de başka bir makalede ele alıyoruz.
Subliminal mesaj kavramını bazı siteler bilimsel bağlamından uzaklaşarak kullandıkları için, bu konuda internette oldukça fazla bir bilgi kirliliği var. Bu yazıda “Subliminal diye bir şey yoktur” demiyoruz; algımızın ve duyularımızın algılayamadığı bir uyaranı subliminal diye nitelendiremeyeceğimizi, nedenleriyle anlatıyoruz.
Subliminal Ne Demek?
Subliminal kelimesi, Latince “sub” (altında) ve “limen” (eşik) kelimelerinden türetilmiştir. “Eşik altı” anlamına gelir. Bu nedenle, subliminal terimi, “kişi farkında olmadan zihninde etki yaratan mesajlar” (veya uyaranlar) için kullanılan bir terimdir. Halk arasında, subliminal mesajların kolayca fark edilmeyeceği kadar hızlı veya belli belirsiz bir seviyede sunulmasıyla, kişinin bilinçaltını manipüle etmenin mümkün olduğu sanılıyor. Ancak bu şekilde sunulan mesajların etkinliği hakkında hiçbir bilimsel bir kanıt yoktur. Subliminal mesajın ne olup ne olmadığını anlamak için gelin önce bu konuyla ilgili bilmemiz gereken kavramlara bir göz atalım:
Eşik Üstü ve Eşik Ötesi Uyaranlar
Subliminal kelimesi, “bilinçaltı, bilinçdışı, bilinçaltı ile algılanan” manasında kullanılır. Bilincimizin farkına varamayacağı mesajlardır. (Bu mesajların sadece ses ile iletilen mesaj olduğunu sanmayın).
“Mutlak eşik” (Absolute treshold) kavramı, görsel, işitsel veya duyusal olarak algılayabildiğimiz en düşük uyaran seviyesi olarak tanımlanır. Harici bir uyaran “mutlak eşiğin” altına düştüğünde, “bilinç” tarafından tespit edilemez.
Subliminal mesajların algılanması ve mesaja verilen tepki, bilinç dışı düzeyde gerçekleşir. “Algı” ve “tepki” kavramlarını doğru anlamak neden önemlidir? Çünkü bu kavramları anlamadan, bu konuda okuya okuduğunuz makalelerdeki bilgileri yanlış anlama olasılığınız yüksek. Bu “mutlak eşik” kavramını anlamanız çok önemlidir. Çünkü subliminal mesaj konusundaki çoğu makale, subliminal ile supraliminal (yani “eşik ötesi, eşik üstü”) terimlerini birbirine karıştırır.
Subliminal ile Supraliminal’in Farkı
Supraliminal, subliminalin zıttıdır. Her ikisi de kişide nöral tepkiler uyandırıp harekete geçirebilir elbette, (ve dolayısıyla davranışlarımızı yönlendirebilir); ama eşik üstü/eşik ötesi (yani supraliminal) uyaranlar sadece bilinçli zihin tarafından algılanabilir.
Supraliminal mesajlar, kişinin farkında olduğu mesajlardır. Bu mesajlar, kişinin zihninde fark edilebilir bir etki yaratır (duyu organlarıyla algılanabilir) ve kişi bu mesajları bilinçli olarak işler. Supraliminal mesajlar genellikle reklamlarda kullanılır ve ürünlerin satışını artırmak, cazip hale getirmek, farkındalığı artırmak veya belirli bir mesajı aktarmak için kullanılır.
Supraliminal (eşik üstü) uyaranların bilinçli algı yoluyla davranışlarımızı nasıl etkilediğini gösteren bir örnek, Alman şarabı ve Fransız şarabı deneyidir:
Subliminal Mesaj Deneyi: “Alman Şarabı vs Fransız Şarabı”
İngiltere’de bir süpermarkette yapılan bir deneyde, aynı fiyat ve aynı tada sahip olan Alman ve Fransız şarapları sergilenmiş. Market sahibi, mağaza içinde farklı günlerde sırasıyla Alman müziği ve Fransız müziği çalmış. Daha sonra ne olduğu enteresan: Alman müziğinin çalındığı günlerde Alman şarabı satışları artmış; Fransız müziği çalındığında ise Fransız şarabı satışları daha yüksek olmuş.
Bu örnekte “uyarıcı”, (yani mağaza müziği”) bilinçli olarak algılanabildiği için, “eşik üstü” uyarıcıdır. Yani uyarıcı, supraliminaldir. Bu deneyde tüketiciler mağaza içinde çalan müziği bariz bir şekilde duyabiliyor olsalar da, çalan müziğin şarap seçimlerinde ana faktör olduğuna dair bir farkındalıkları yok. Ama o müzik, kişinin bilinçaltında belli bir yönlendirme oluşturabiliyor ve kişi o müziğin temsil ettiği şarabı seçme eğilimi gösteriyor.
Yani evet, subliminal etki gerçektir. Ama unutmayın ki bu örnekte duyulan, görülen, duyu organları tarafından algılanan bir gizli mesaj var; “Fransız şarabını al” duygusunu veren bir Fransız müziği… (Ya da tam tersi).
Bu noktada hatırlatmak lazım ki bu deney sırasında şarap almaya niyeti olmayan biri elbette duyduğu gizli mesajlar yüzünden şarap almıyor. Bu deney, şarap almak niyetiyle gelenlerin şarap seçimlerini subliminal telkin ile etkilemekle ilgilidir. (Bu örnekte “müzik”, bir nevi bilinçaltı çağrışım yaratma işlevi görüyor).
Şüphesiz ki eşik üstü (supraliminal) mesajlar en iyi sonucu, biz onları fark etmediğimiz zaman verirler. (“Algılamadığımız Zaman” değil, “Fark Etmediğimiz Zaman”… İkisi farklı şeyler.)
Bir Telkinin İşe Yaraması İçin Önce Duyu Organlarımız Tarafından Algılanabilmesi Lazım
İşte size bu konuyu daha iyi anlamanızı sağlayacak gerçek bir hikaye:
Biliyorsunuzdur; dünyada ve ülkemizde bazı 5 yıldızlı oteller, belli bir yaşın altındaki kişileri müşteri olarak kabul etmiyorlar. (Evet, Türkiye’de de var böyle oteller, isimlerini vermeyeceğim). Tamam, belki prensip veya denge adına, veya işletmenin vizyonu ve müşterilerine vaat ettikleri deneyim adına bu bir “tercih” olabilir… Ama birçok ergen de elbette harika bir şekilde yaratıcı, enerjik, eğlenceli, zeki ve nazik olabilir değil mi? :) Yine de bazı gençler, bazen bazı işletmeler için can sıkıcı olabiliyor…
Şimdi, diyelim ki sadece 30 yaş üstü iş insanlarına hizmet veren, çok pahalı bir açık hava restoranınız var… Yüksek bir kira ödüyorsunuz ve pahalı bir menünüz var… Çok karlı bir restoran… Şimdi bu açık hava restoranınızın önündeki alanda gençlerin gelip gürültü patırtı yaptığını, haylaz ve küstah bazı gençler tarafından kuşatıldığını hayal edin. Sürekli orada takılıyorlar… (O sokakta sizin restoranınızın önündeki alanda takılmak onların da hakkı sonuçta). Yasal olarak onları oradan uzaklaştırma şansınız elbette yok… Ama onların varlığı ve gürültüsü de, müşterilerinizi rahatsız ediyor… İş ölüyor. Ne yapardınız? Onlardan defalarca ve çok kibar bir şekilde oradan uzaklaşmalarını rica ettiniz, ancak sonuç alamadınız. Sanki inadına, her gece orada toplanıyorlar…
İşte 2006 yılında, İngiltere’de Swindon’daki bir işletme, kendi mekanının önüne Sivrisinek adı verilen bir sonik cihaz kuruyor. Ve… bu inatçı gençleri, hızla temizliyor… Peki nasıl?..
Sivrisinek dedikleri bu cihaz, (cihazın sesi sivrisinek vızıltısına benzediği için bu şekilde adlandırılmış) sadece 25 yaşın altındaki kişilerin duyabileceği, zararsız bir ultrasonik bir ses yayıyor. Kişi bu sese ne kadar uzun süre maruz kalırsa, o kişi için o kadar sinir bozucu oluyor!
Anti-sosyal davranış uzmanı Cheri Wright bu cihazın üç haftalık kullanımdan sonra, bu tür bir sıkıntı yaşayan dükkan sahiplerinin müşteri kaybının ve gençlerin dükkan önünde toplanıp gürültü yapmalarının önemli ölçüde azaldığını bildirmiş…
Duyu Organlarıyla Algılanmayan Subliminal Mesajlar Etkisizdir
Bu örnekte görüldüğü gibi, o gençler bu içten içe huzursuzluk veren belli belirsiz rahatsız edici sesi duyarken, 25 yaş üstü hedef kitle bu sesi algılamıyormuş… Yani görünen o ki bir subliminal mesaj eğer duyu organlarımız tarafından “ALGILANMIYORSA” hiçbir işe yaramıyor! Yani; subliminal mesajlar içeren Mp3’lerin veya bu Mp3’lerde bulunan herhangi bir ses kaydının işe yaraması için önce duyularımız tarafından algılanması gerekir. Gözümüzün, kulağımızın, duyularımızın algılayamadığı bir uyaran, bilinçaltına da bilince de bir etkide bulunamaz. Bir telkinin işe yaraması için, duyularınızın öncelikle onu algılayabilmesi gerekir.
Bu rahatsız edici sesten rahatsız olmak için onu duyabiliyor olmanız gerekiyor. Dolayısıyla aslında bu “Sivrisinek” cihazı aslında subliminal değildir. Çünkü ondan etkilenenler (25 yaşın altındaki gençler) o sesi duyar, tanır, ve onları neyin rahatsız ettiğini bilir. Demek ki bir mesajdan, telkinden veya herhangi bir söylem ya da uyarandan etkilenmek için öncelikle onu duyu organlarımızla algılamamız gerekiyor.
Eğer o sesten etkilenmiş olmamıza rağmen o işitsel bilgiyi işlediğimizin (duyduğumuzun) bilincinde ve farkında değilsek, o zaman o bizim üzerimizde bilinçaltı düzeyde, yani subliminal olarak etkili oldu diyebilirdik. Ama bu örnekte durum öyle değil… O gençler o sesi duyuyorlar… ve o ses sivrisinek sesi gibi olduğundan, farkında olsalar da olmasalar da huzursuz hissettiriyor. Böylece oradan uzaklaşma isteği ağır basıyor. (Subliminal mp3’lerde, sesin içine gömdüklerini söyledikleri telkinleri kişiler duymuyor).
Bir uyaranı duyularınız aracılığıyla, algılayacağınız frekans ve şiddette almazsanız, sizi etkilemeyecektir. Bu örnekte sesi duyamayan yetişkinler bu sesten etkilenmedi. Subliminal mesaj konusu aslında bu kadar basit.
İnternette bir çok kişi subliminal mp3 ticareti yapıyor ve insanlara duyamadıkları bir sesin onları bir şekilde subliminal olarak etkilediği fikrini satıyor. Biri size ‘bilinçli işitme seviyesinin altındaki’ telkinlerin ‘bilinçaltında’ çalıştığını söylerse, Swindon’daki bu mekandaki 25 yaş üstü yetişkinlerin bilinçli olarak duyamadıkları seslere tepki vermediklerini hatırlayın. Elbette “duyamayacağı telkinlerden fayda göreceğine inanan” kişilerde bir plasebo etkisi olabilir, bu tür subliminal mp3’lerden fayda görebilir. Ancak bu “plasebo” kavramı, başka bir hikaye… Eminim hepiniz plasebo kavramının ne olduğunu biliyorsunuzdur.
Şimdi subliminal ve supraliminal terimlerinin farkını anladığımıza göre, gelin ana konumuza olan subliminal mesaj konusundaki gerçekleri (ve saçmalıkları) öğrenmeye devam edelim…
Subliminal Mesajlar Nasıl Çalışır
Zihnimiz birbiriyle etkileşim halinde olan iki bölümden oluşur: bilinç ve bilinçaltı (bilinç dışı). Bilinçli zihnimiz, zihnsel süreçlerimizi bir “yönetici” gibi kendimizin kontrol etmemizi sağlayan bölümüdür. Bilinç seviyesinde bir farkındalıkla düşünebilir, yargılayabilir, kararlar verebilir, hissedebilir ve deneyimleyebiliriz.
Freud tarafından popüler hale getirilen bilinçaltı (bilinç dışı) terimi ise; zihnimizin bilinçli farkındalık seviyesinin dışında çalışan kısmını ifade eder. Bunu, bilinçli farkındalığımızın dışında var olan arzularımız, güdülerimiz ve geçmiş deneyimlerimiz için var olan gizli bir depolama yeri olarak düşünün.
Subliminal Müzikler Dinlemek İşe Yarıyor mu?
Size üzücü bir haberim var; subliminal mp3 dinlemek hayır, işe yaramıyor. Bu ses kayıtlarının hiçbir faydası olmadığı, bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Gelin subliminal mesaj içeren mp3’lerin neden işe yaramadığının sebeplerine bilimsel gözle bakalım:
Subliminal mesajların işe yaramama nedenlerinden biri, beyinlerimizin bilinçli farkındalığımızın altındaki mesajları algılamasının imkansız olmasıdır. Subliminal mesajlar genellikle çok hızlı bir şekilde sunulur veya çok düşük bir ses seviyesinde kullanılır, bu nedenle dinleyicinin bilinçli olarak fark etmesi zordur.
Birçok araştırma, subliminal mesajların etkisinin zayıf olduğunu (placebo) veya hiçbir etkisi olmadığını göstermektedir. Bununla birlikte, bazı insanlar subliminal mp3’lerin onlara yardımcı olduğunu düşünebilirler. Ancak bu mesajların etkisinin; kişinin inançlarına, düşüncelerine, motivasyonuna ve genel zihinsel durumuna bağlı olarak sadece bir placebo etkisi olduğu düşünülmektedir.
Sonuç olarak, subliminal mp3’lerin işe yaramaz bir çaba olduğunu söyleyebiliriz. Subliminal mp3 dinlemek yerine, pozitif düşünceleri güçlendirmek ve olumsuz düşünceleri azaltmak için bilinçli bir çaba göstermek veya hipnoz tekniklerinden faydalanmak, daha etkili bir yöntem olabilir.
Çok fazla kafanızı karıştırmadan, aşırı teknik bilgiye girmeden konuyu mümkün olduğunca basit anlatmak istiyorum ama bu konuyu anlamak için öncelikle şu bir teknik bilgiyi anlamamız gerekiyor:
Biraz önce “Mutlak Eşik” kavramından bahsetmiştik… İşte bu bağlamda, “Mutlak Duyma Eşiği” de bilmemiz gereken kavramlardandır. Bu kavram; insan kulağının belirli bir frekanstaki bir sesi algılayabilmesi için o sesin en az hangi yükseklikte olması gerektiğini belirtir.
Frekans, sesin saniyedeki titreşim sayısını ifade eder. Birimi Hertz‘dir ve insan kulağının duyabildiği frekans aralığı: 20 Hz. ile 20.000 Hz. arasındadır. (Bu bilgiyi hatırlayalım, önemli). Bu değer 20.000 Hz. üzeri olursa bu seslere “ultrason” denir; 20 Hz. altında kalırsa “infrason” denir.
Mutlak Eşik kavramına dönecek olursak; bu kavramın “frekans” ile yakından alakası vardır: Örneğin frekansı 1000 hz olan bir sesi çok daha alçak seviyedeyken bile duyulabiliriz. Ancak 40hz’lik bir sesi duymamız için bu sesin çok yüksek olması gerekir. Ayrıca sesin basıncı da önemlidir. Bir sesi duyabilmek için gerekli minimum basınç seviyesi 1000 hz için tanımlanmıştır. Yani mutlak duyma eşiği 1000 hz’de 1 desibel’dir.; 4 khz civarlarında minimuma iner ve 600 hz’nin altında ve 6000hz’in üstünde de hızla artar.
Duyma eşiğimiz yaşımızla da doğru orantılıdır. Örneğin 40 yaşındaki birinin 6khz’lik bir sesi duyabilmesi için sesin 20 yaşındaki birinin duyma eşiğinin 40 db üzerinde olması gerekir. Üstelik kadın ve erkeklerde de bu konuda farklılık gösterir. Yaşlı kadınlar yüksek frekansları (yani 2khz’den büyük olan frekansları) yaşlı erkeklerden daha iyi duyarlar.
Bu noktada aklımıza gelen soru şu olmalı: “Bu kadar değişken varken, internetten satın alacağımız bir subliminal mesaj MP3’ünün herkeste aynı şekilde etkili olmasının imkanı var mı? Üstelik herkes o Mp3’ü farklı frekans kapasitelerine sahip olan farklı kulaklıklarla veya farklı hoparlörlerle dinleyeceklerse… ? ve Mp3’e gömüldüğü iddia edilen sesi algılamayacaklarsa?…”
Mesela marketten aldığım 20 TL’lik bir kulaklıkla dinlediğim bir subliminal Mp3 ile $1000’a satılan pahalı bir kulaklıkla dinlediğim bir subliminal Mp3’ün etkisi aynı mı olacak yani? Sonuçta bu kulaklıkların frekans kapasiteleri arasında dağlar kadar fark var. Daha yüksek bit oranına sahip MP3 dosyaları yüksek ses kalitesi sunarken, düşük bit değerine sahip olanlar düşük ses kalitesi sunar. O zaman Mp3’lere belirli bir frekansta telkin gömdüklerini iddia ettikleri şu subliminal Mp3’leri dinlerken, o subliminal mesajları 20 TL’lik ucuz bir kulaklık, bana doğru frekansta aktarabilecek mi?
Peki o Mp3 üretilirken 128 kbps mi üretilmiş yoksa 320 kbps mi? Kullandığımız kulaklıklar basit bir telefon kulaklığıysa veya premium kabul edebileceğimiz kadar pahalı kulaklıklardan biri değilse… 320 kbps ile 128 kbps arasındaki fark, o subliminal mesajı duymam gereken doğru frekansta duymama engel olmayacak mı?
Subliminal mp3 satan kişiler bu mp3’leri bilgisayarınızda açıp, bilgisayarınızda çalışırken arka planda subliminal telkin mp3 müziğinin çalmasının yeterli olacağını da söylüyorlar. Peki benim dandik bilgisayarımın dandik hoparlöründen çıkan ses kalitesi (ve dolayısıyla frekansı), benim o Mp3’te belirli bir frekansta gömülü olan subliminal mesajları kulağımın doğru frekansta duymasını sağlayacak mı? Bilgisayarın hoparlöründen ne kadar uzakta olduğum, hoparlörümün kalitesi hiç mi önemli değil yani? (Ses kaynağından ne kadar uzakta olduğum, kullandığım kulaklığın frekans kapasitesi ve kalitesi falan hiç önemli değil mi yani o frekansı “kulağımın” ve “bilinçaltımın” algılayabilmesi için?)
Sık Sorulan Sorular
Subliminal mesajları tanıyamazsınız. Fark etmek zordur, çünkü bunlar bilinçaltına hitap eder. Doğrudan algılanmazlar. Belki medya içeriklerini dikkatli analiz ederek veya eleştirel düşünme becerilerimizi kullanarak bazı ipuçlarını yakalamamız mümkün olabilir. Ancak toplum olarak bizde eleştirel düşünme becerisi olmadığına göre, geçmiş olsun.
Subliminal mesaj, bilincin doğrudan fark edemeyeceği ancak bilinçaltının algılayabileceği şekilde gizlenmiş mesaj veya sinyallerdir. Genellikle reklamlarda, müziklerde ve görsel medyada kullanılırlar.
Subliminal mesajlar, farkında olmadan beyne gönderilen uyarıcılardır. Bu mesajlar, bilinçaltı düzeyde işlenir ve davranışlarımızı veya düşüncelerimizi etkileyebilir.
Subliminal mesajların etkililiği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı araştırmalar, belirli koşullar altında etkili olabileceklerini gösterirken, diğerleri minimal veya hiçbir etki göstermediklerini belirtir.
Subliminal mesajların kullanımı ülkelere ve bağlamlara göre değişiklik gösterir. Bazı ülkelerde belirli koşullarda kullanımları yasaktır, özellikle reklamcılık alanında.
Subliminal mesaj örnekleri vermek gerekirse; çok hızlı geçen veya çok düşük sesle verilen ses kayıtları, görsellerde gizlenmiş simgeler veya metinler, sübliminal mesalara örnektir.
Subliminal mesajlarla insanları manipüle etme potansiyeli tartışmalı bir konudur. Bazı teoriler bu tür mesajların davranış üzerinde etkili olabileceğini öne sürerken, bu iddiaları çürüten bir çok bilimsel kanıt mevcuttur.