Sahne Hipnozu Gerçekleri ve Şov Hipnozunun Dinamikleri

Hipnoz Gösterilerinin Yanılgıları

Hipnotik fenomenler, hipnoz ile ilgili sahne gösterilerinde şov amaçlı olarak sıkça kullanıldığı için, bu tür gösteriler hipnozun halk arasında yanlış anlaşılmasına sebep oluyor. Örneğin; belki internette bazı amatör hipnotistlerin sokak hipnozu veya şov hipnozu gösterilerinde yaptıkları “sayı unutturma (amnezi), eli masaya yapıştırma, katalepsi” ve benzeri bazı hipnotik fenomenleri görmüşsünüzdür. Bu tür videoları gördüğünüzde zannedebilirsiniz ki hipnotist, kişinin zihninden o sayıyı kişinin iradesi dışında sildi, ve kişi çaresizce o sayıyı hatırlamıyor… Hayır, zihinden silinen bir şey yok. Bu makalede sahne hipnozu ve gösteri amaçlı şov hipnozu ile ilgili doğruları ve yanlışlarını ele alıyoruz.   

İçindekiler

Gösteri Hipnozunda İşbirliğinin Önemi

Sahneye alınacak seyircilerin seçimi, gösteri hipnozu ve sokak hipnozunun en önemli aşamasıdır. Hipnoz ile ilgili tüm kaynaklarda belirtildiği gibi, hipnoza girmek için kişinin hipnotist ile işbirliği yapmaya istekli ve iş birliği içinde olmaya gönüllü olması şarttır. Hipnoz olmak istemeyen biri hipnoza alınamaz. Bu nedenle sahneye çıkarılacak kişiler, açık fikirli, hipnoza yatkınlığı üst düzeyde, telkine duyarlı ve sahneye çıkmaya istekli olmalıdır.

Bu kişilerin seçimine yönelik bazı yöntemler vardır. Hipnotist, gösteriye başlamadan önce bu yöntemleri kullanarak sahne hipnozu için en uygun olan adayları belirleyecektir.

Hipnoz Gösterisi İçin Katılımcı Seçimi Nasıl Yapılır?

Hipnotist, genellikle seyirci arasından kolayca hipnoza girme potansiyeli olan ve gösteri sırasında rahat davranabilecek kişileri tercih edecektir. Bu nedenle önce tüm seyirciye hipnozun dinamikleri, hipnoza nasıl girebilecekleri ve hipnoz sırasında sahnede olanlardan beklenenlerinin ne olduğunu anlattığı kısa bir hipnotik eğitim verir. Hayal gücü en yüksek ve telkine en yatkın olan “somnambulist” adayları tespit etmek için tüm seyirciye toplu olarak bazı hipnotik testler uygular. Bu testleri neden yaptığını da seyirciye açıklar zira kişiler süreç hakkında ne kadar bilgi sahibi olursa hipnoza da o kadar uyum sağlar. Bu ön konuşma (mayalama) sırasında katılımcı seçimi yapmak ve seyirciyi hipnoza hazırlamak için bazı basit imgeleme egzersizleri yaptırır. Böylece sahne hipnozu için en uygun olan adayları belirler.

Daha sonra bu adaylardan sahneye çıkmak isteyenlerin öne çıkmasını ister. Böylece hem istekli olan hem de sahne hipnozu için telkin alma yeteneği en uygun olan adayları seçmiş olur. Sahne hipnozunda katılımcıların seçimi gösterinin başarısı için hayati önem taşıdığı için hipnotist, sahne üzerinde hipnoza en iyi yanıt verecek gönüllüleri seçmek için bazı prensiplere dayanan teknikler kullanır. Bu seçim sürecinde dikkate alınan bazı temel prensipler şunlardır:

  1. Gönüllülük ve İsteklilik: Katılımcıların gönüllü olmaları ve hipnoz deneyimine açık olmaları çok önemlidir. İsteksiz kişiler sahne hipnozu için şart olan “derin hipnoza girme” konusunda başarısız olurlar. Hipnozda katılımcıların gönüllü olması esastır. Gönüllü olmayan ve deneyime kapalı birini hipnotize etmek mümkün değildir.
  2. İlk Tepkilerin Gözlemlenmesi: Hipnotist, genellikle giriş konuşmasında tüm gruba bazı basit testler yaparak seyircilerin tepkilerini gözlemler. Böylece kimlerin telkinlere daha hızlı ve daha net yanıt verdiğini belirlemeye çalışır.
  3. Yüz İfadeleri ve Beden Dili: Hipnotist, seyircilerin yüz ifadelerini ve beden dilini inceleyerek kimlerin sahnede daha rahat ve deneyime açık olduğunu tespit eder. Seçim süreci, tecrübe ister.
  4. Konsantrasyon ve Odaklanma Yeteneği: Hipnotist, imgeleme, konsantrasyon ve odaklanma yeteneği en yüksek olan bireyleri tercih edecektir. Çünkü bu özellikler özellikle sahne hipnozunun olmazsa olmazıdır.
  5. Katılımcıların Tepkilerinin Gözlemlenmesi: Testler sırasında hipnotist, katılımcıların talimatları takip etme konusunda ne kadar başarılı olduğunu gözlemler. sahneye çıkaracağı kişiler talimat takip edebilen, istekli ve telkinlere en olumlu tepki verenler arasından tercih edilir.
  6. Sahne Karizması ve Eğlence Faktörü: Terapi içeriği taşımayan, eğlence odaklı bir gösteri için hipnotist, sahne karizması yüksek ve seyirci ile iyi etkileşim kurabilme potansiyeli olan kişileri tercih edeceği için uygun adayları bulma konusunda titiz olur.
  7. Özgüven ve Dışa Dönüklük: Sosyal ortamlarda rahat ve özgüvenli görünen kişiler genellikle sahne hipnozuna daha iyi yanıt verir. Bu tür kişiler seyirci önünde kendilerini rahat hissedebilen kişiler oldukları için sahneye çağırılacak kişide bu özelliğin olması önemlidir.
 

Bu temel özellikleri taşıyan bireyleri seçmek, sahne hipnozu konusunda tecrübeli bir hipnotist için aslında oldukça kolaydır. Bazen bu seçimler, önce sahneye her isteyen kişinin gelmesini söyledikten sonra sahnede gösteri devam ettikçe eleme yoluyla yapılır. Örneğin 30 kişi sahneye gelir, ancak sahnede uygulanan testler ilerledikçe bazı adaylar sahneden indirilir. Böylece sahne hipnozuna en yatkın olduğu tespit edilen sınırlı sayıda küçük bir grupla gösteri devam eder.

Gösteri Hipnozunda Yanlış Anlaşılan Mitler

Gösteri amaçlı hipnozun yanlış anlaşılan yönleri, genellikle bu uygulamanın doğasına dair yanlış bilgilere sahip olmaktan kaynaklanır. En yaygın yanlış anlaşılan nokta; hipnotize edilen kişinin iradesinin tamamen kaybolduğu düşüncesidir. Oysa gerçekte hipnoz altındaki kişiler bilinçlerini kaybetmezler. İstemedikleri hiçbir telkini kabul etmezler.

Hipnozun tehlikeli olduğu veya doğaüstü bir güç olduğu yönündeki yanlış inançlar da oldukça yaygındır. Oysa hipnoz aslında bilimsel kuramlarla açıklanabilen ve kişinin ağır bir psikiyatrik rahatsızlığı olmadığı sürece (örn. psikoz), zararsız bir psikolojik süreçtir.

Hipnozun herkes üzerinde aynı etkiyi yarattığı ve kişinin hipnoz sonrası hiçbir şey hatırlayamayacağı gibi yanılgılar da halk arasında oldukça yaygındır. İnsanlar hipnoz sırasında yaşadığı her şeyi hatırlar. Hipnozun bir tür uyku hali olduğuna dair yanlış bir inanç vardır ama hipnoz aslında sadece olağanüstü bir odaklanma ve gevşeme halidir.

Herkes belli bir derinlikte hipnoza girerek terapi amaçlı olan hipnozdan faydalanabilir. Ancak sahne hipnozu için uygun olan adaylar sadece hipnozla etkileşim yeteneği çok yüksek olan somnambulist kategorisindeki kişilerdir.

Hipnotik Fenomenler Her Kişide İşe Yarar mı?

Herkesin hipnozla etkileşim yeteneği, derinlik kapasitesi ve suggestibilite modeli farklıdır. Örneğin; kısa süreli amnezi (unutma) fenomeni sadece “somnambulist” kategorisindeki süjelerin başarabileceği bir hipnotik fenmendir. Sayı unutturma, buna bir örnektir. “Hipnotik amnezi” girişimleri her kişide etkili olmaz. İnternette gördüğünüz şov amaçlı hipnoz videolarını yayınlayanlar belki 10 kişiye bu amnezi girişimini yapmıştır, ama somnambulist olan 3 kişide başarılı olmuş olabilir. Ya da video öncesinde grupla yapılan testler ve egzersizler ile kimin ne derecede yatkın olduğunu tespit etmiş ve uygulamayı o kişi ile yapmayı tercih etmiştir. Hipnotist, YouTube kanalına sadece bu fenomenleri gerçekleştirme kapasitesi olan süjelerle yaptığı iki üç kişinin videosunu koyar. Bu fenomenleri uygulamakta başarısız olan veya başarısız olacağını bildiği diğer 8 kişinin videosunu koymaz.

Bu tür videoları internette yayınlayan kişiler sadece önceden tüm gruba yaptığı ön testlerle hipnotizabilitesi çok yüksek olan kişileri seçer ve bu uygulamaları sadece onlarla yapar. Hipnoz uygulamayı bilen kişiler teknik olarak bu tür hipnotik demonstrasyonlar için uygun olan kişileri nasıl seçeceklerini bildikleri için, ön konuşma aşamasında gruptaki kişilerin hipnozabilitesini belli kriterlere göre önceden değerlendirerek kişileri bu kriterlere göre seçerler. Konuyu daha iyi anlamak için hipnoz derinliği kavramına daha detaylı değinmekte fayda var:

Hipnozun Altı Derinlik Aşaması (Arons Ölçeğine Göre)

  • Birinci aşama – Hipnoidal: Çok hafif aşamadır. Kişi hipnoza girmediğini düşünür. Tamamen uyanık gibi hisseder. Bu aşamada küçük kas grupları kontrol edilebilir. Mesela göz katalepsisi oluşturulabilir… Bu aşamada sigara bırakma, kilo kontrolü gibi basit terapiler yapılabilir.
  • İkinci Aşama – Daha çok gevşeme içeren aşamadır. Hafif bir şekerleme öncesi bir hal gibidir… Daha büyük kas grupları kontrol edilebilir. Mesela kol katalepsisi oluşturulabilir. Kişi kritik zihnini daha çok devre dışında bırakabilmiştir. Orta derecede hipnotik zihin durumudur.
  • Üçüncü Aşama – Bu aşamada bütün kas sistemi daha çok devre dışı kalabilir. Daha büyük kas gruplarını içeren hipnotik fenomenler gerçekleştirilebilir. Mesela kişi sandalyeden kalkamayacağı telkin edildiğinde sandalyede yapışmış gibi hissedebilir, eli duvara yapıştırılabilir, ayağı yere yapıştırılabilir, vb… Kısmi amnezi oluşturulabilir. Sahne hipnozu yapanların çoğu en az bu aşamaya gelememiş olan süjeleri sahneden indirir. Gösterisine en az bu aşamaya gelmiş olan süjelerle devam eder. Hipnoterapistler yukarıdaki üç aşamanın hangisi olursa olsun fark etmez, değişim gerçekleştirebilir. Terapi için bu ilk üç aşamadan herhangi biri yeterlidir.
  • Dördüncü Aşama – Bu aşamada artık amnezi fenomeni etkili bir şekilde gerçekleşebilir. Kişi uygun telkin verildiğinde bir sayıyı veya ismini tamamen unutabilir. (Elbette sadece geçici olarak). Ayrıca “Glove Analgesia” dediğimiz teknik de bu derinlikte uygulanabilir. Bu derinliğe ulaşmış kişiye “analgesia” telkin edilirse; örneğin bir dişçi koltuğunda kişi çenesine dokunuşları hisseder ama ağrıyı hissetmez. Bu aşamaya girebilen kişilerin diş bölgesine uyuşturucu iğne yapmaya gerek olmadan diş dolgusu bile yapılabilir. Kişi çenesindeki dokunuşları hisseder (yani çene uyuşmamıştır) ama ağrıyı hissetmez.
  • Beşinci Aşama – Bu aşama “Esdaile State” olarak da adlandırılır. Somnambulism’in en belirgin aşamasıdır. Bu aşamada sadece analgesia değil, Anestezi de oluşturulabilir. Yani dişçi koltuğunda çene tamamen uyuşturulabilir ve kişi dokunuşları da hissetmez. Ne dokunuşu ne de ağrıyı hisseder. Bu aşamada ayrıca “pozitif halüsinasyon” fenomeni de gerçekleştirilebilir. Yani aslında var olmayan bir şeyi “gördüğü veya duyduğu” telkin edilirse gerçekten görebilir ya da telkin edilen sesleri de duyabilir. Örneğin avucunda bir kelebek olduğunu telkin ederseniz o kelebeği gerçekten görür.
  • Altıncı Aşama – Bu aşamada kişi somnambulizm’in en derin aşamasındadır. “negatif halüsinasyon” fenomeni bu aşamada etkin hale getirilebilir. Örneğin; karşısında durup sizi görmediğini telkin ederseniz, karşısında durmanıza rağmen sizi görmez. 

Şov Hipnozunda Geçici Unutkanlık Fenomeni (Amnezi)

Hipnozla ilgili bazı YouTube videolarında, hipnoz edilen kişiye belli bir sayıyı unutmaları telkin edildiğinde o sayıyı unuttukları görülüyor. Çoğu kişi bu tür videolar gördüklerinde hipnozdaki kişinin, hipnotizörün kontrolü altına girdiğini düşünür. Yukarıda izah ettiğimiz prensipler çerçevesinde incelersek, aslında olan şey şudur:

Hipnoz olan kişi, hipnoz olmayı ilk başta gönüllü olarak kendisi kabul etti, öyle değil mi?.. Etmeseydi zaten hipnoza giremezdi. Hipnoz deneyimine açık olan kişi, tamamen kendi isteğiyle ve işbirliği ile hipnotize olmuştur. Gönüllülük prensibi sağlanmıştır; kişi hipnotist ile işbirliği içinde olmak üzere hipnoza girmek için kendisi de gayret etmiş; hipnotistin verdiği talimat ve yönlendirmeleri gönüllü olarak uygulamış; yani hipnotistin kendisine rehberlik etmesi sonucunda kendi hipnoza girme potansiyeli sınırları içinde olmak üzere, belli bir derinlikte hipnoza girmeyi başarmıştır.

Hipnotist, hipnotik hale girmeyi başaran kişiye belli bir sayıyı unutmasını telkin ettiğinde bu telkin kişi için zararsız bir telkin olduğu için, kişi bu telkini bilinçli bir çabayla reddetmez. Hipnoz altında olduğu için değil, hipnoz yapan kişiye güvendiği ve deneyime açık olduğu için reddetmemiştir. Telkin uygunsuz bir telkin olsaydı veya kişi için bir tehdit içerseydi, kişi hipnoz altında da olsa bu telkini reddederdi.

Kişi bu telkini kabul etmekte bir mahsur görmediği ve deneyime açık olduğu için (reddetmesini gerektirecek bir güvensizlik olmadığı ve hipnoza gönüllü olarak girmiş olduğu için), unutması telkin edilen sayıyı sadece çok KISA BİR SÜRELİĞİNE zihninde bloke etmesi mümkün olmuştur. Yani kişi hipnotik durumun da katkısıyla, o sayının kısa bir süre için zihninden gitmesine izin vermiştir.

Kişiye gözlerini açması ve iki elindeki parmaklarını sayması söylendiğinde, bloke olan rakamı hatırlayamayıp bir sonraki rakamı söylediği için komik ve şaşırtıcı bir durum ortaya çıkmıştır. Kişi unutması telkin edilen bir rakamı (örneğin 3 rakamını) söylemediği için, sayarken “1,2,..4,5,6,7, 8, 9, 10, 11” şeklinde sayar. Youtube’da bu tür videolar görmüşsünüzdür…

“Eğer hipnotist kişiyi o şekilde bırakıp oradan giderse, kişi ömür boyu o sayıyı hatırlamaz” desek inanır mısınız? Elbette ki hayır!.. Kişiyi öyle bırakıp gitseniz, birkaç dakika veya saniye içinde o sayıyı tekrar hatırlar.

Hipnozla Sayı Unutturma Gibi, Geçmiş Bir Travma Unutturulabilir mi?

Keşke bir şeyleri hafızamızdan kalıcı olarak silebilecek bir sihirli yöntem olabilseydi… Böylece herkes eski travmalarını, geçmiş olumsuz deneyimlerini, acılarını, depremdeki kayıplarını ve deprem travmasını hafızalarından 2 dakikada kolayca sildirip, hayatlarına mutlu mesut insanlar olarak devam ederlerdi, öyle değil mi? Öyle bir silgi maalesef henüz keşfedilmedi.

Travma terapilerinde yapılan şey o travmayı hafızadan silmek değil, travma ile ilgili algıyı ve anlayışı bilinçaltında yeniden çerçevelemekten ibarettir. Yani travma ile ilgili yeni ve işlevsel bir algı oluşturmaktır. Onu hiç olmamış gibi unutturmak değildir. Unutmak mümkün değildir, ama o travmanın duygularımızı artık etkilememesini sağlayacak sağlıklı bir perspektife oturtmak, o hatıraya duyarsızlaşmak mümkündür.

Herkes Sahne Hipnozu İçin Uygun Olmasa da Herkes Hipnoza Girebilir

Hipnoza girmek; kullanılan hipnoz türü, kişinin suggestibilitesi (telkinlere açıklığı) ve hipnotistin beceri düzeyi gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Hipnozun herkeste aynı etkiyi gösterecek bir standart bir tekniği olmadığını, ve etkilerinin kişinin özelliklerine ve destek aldığı konunun türüne ve dinamiklerine bağlı olarak değişebileceğini anlamak önemlidir. Sahne hipnozunda, sokak hipnozunda ve şov hipnozu niteliğindeki videolarda görülen bu tür hipnotik fenomenlere yatkın olmamak kişinin hipnoza giremeyeceği anlamına gelmez. Herkes hipnoterapiden fayda görür. Ancak sokak hipnozunda veya gösteri amacıyla internete koyulan gösteriş amaçlı hipnoz videolarında gördüğünüz hipnotik fenomenlere yatkın olan kişiler, bu makalede bahsettiğimiz özelliklere sahip olan kişilerdir.

Sahne Hipnozunda Etik Sorunlar ve Tartışmalar

Ne amaçla kullanıldığına göre, hipnozun işlevi değişir. Hipnozu sahne gösterilerinde kullananlar da vardır. Ancak her ülkenin kanunları farklı olduğu için, sahne hipnozu bazı ülkelerde serbest iken, bazılarında yasaktır. Türkiye’de de yasaktır. ABD’de ise bazı eyaletlerde serbestken, bazılarında yasaktır. (Örneğin Arizona’da Las Vegas’ta serbest iken, Los Angeles’te yasaktır). Çünkü hipnoz hakkında yanlış bilinenler, genellikle insanların şov hipnozu ile ilgili hipnoz videoları izledikten sonra edindikleri yanlış izlenimlerin sonucudur.

Amnezi, katalepsi gibi fenomenler aslında birer hipnotik derinlik ölçüm aracı olsa da terapötik hipnoz ve hipnoterapide yeri yoktur. Hiçbir terapide danışanınızın elini masaya yapıştırmaya çalışmadığınız gibi adını unutturmaya da çalışmazsınız. Bu tür hipnotik fenomenleri içeren gösterilerin YouTube gibi platformlarda halka açık olarak sunulması etik olmamakla beraber, bu harika terapötik aracın halk tarafından yanlış anlaşılmasına, yanlış tanınmasına sebep oluyor.

İnternette izlediğiniz videolarda gördükleriniz gerçektir. Ancak bu tür videoların başı sonu kırpılarak, reklam amacıyla sadece gösterilmek istenildiği kadarı gösterildiği için hipnoz gibi çok değerli bir terapötik uygulama halk tarafından çok yanlış anlaşılıyor. Bu tür videoları neden hiçbir psikolog ya da hekimin yayınlamadığını, neden sadece psikoloji alanı dışında olan, terapist olmayan kişilerin yayınladığını hiç düşündünüz mü? Cevabı çok basit: “zihninizin gücünü tanıtıyoruz” kılıfıyla sarıp sarmalayarak gösteriş amaçlı bu tür hipnoz videoları yayınlamak etik olmadığı gibi, hipnoz gibi değerli bir terapötik uygulamayı yanlış anlaşılmalara sürükleyen etik dışı bir davranıştır.

Hafif hipnoza girenler de terapi amaçlı olan hipnozun faydasını görür, derin hipnoza girenler de… Ancak terapi amacı taşımayan bu tür hipnotik fenomenleri gerçekleştirebilmek için belli bir derinliğe inebilmeyi kolaylaştıran özelliklere sahip olmak şarttır. Kimisi doğal olarak bu yeteneğe sahipken diğerleri de çalışarak bu yeteneğini geliştirebilir.

İlaçla Hipnoz Yapılır mı?

İnsanlar hipnotik zihin durumundayken, sonradan pişman olacağı ya da kişiliğine uygun olmayan bir şeyi ne söyler ne de yapar. Bu tür şeyler ancak filmlerde olur. “Gözlerime bak ve uyu” gibi terimler ise sadece filmlerde olan sözlerdir ve gerçeklerle bağdaşmaz. Bilgiye ulaşmayla ilgili yasa çıktıktan sonra ABD’de gizli servislerce insanların ilaçla konuşturulduğu, birçok maddeler yardımıyla o kişilerin söylemediği bilgilere ulaşıldığı üzerine kayıtlar vardır. KGB, CIA gibi gizli servislerce kullanılan narko-analiz gibi yöntemler, eskiden suçluları veya savaş esirlerini sorgulamak amacıyla kullanılıyordu. 

evde hipnoz nasıl yapılır, hipnoterapi nasıl uyhulanır

Narko-analiz, kişi bilinçliyken  kendisine kontrol kabiliyetini azaltıcı narkotik uyuşturucu bir madde verilerek, bilinçaltını araştırma yöntemidir. Ancak bu yöntem dışarıdan madde alımıyla olduğu için, bunun bildiğimiz anlamdaki hipnoz ile hiç alakası yoktur. Vücuttan kısa sürede atılacak bir uyuşturucu maddeyi ağır ağır damara enjekte etmek başka bir şeydir.

“Uluslararası Af Örgütü”, bunu insan haklarına aykırı gördüğü için narko-analiz denen, “madde alımı ile oluşturulan” bu yöntem artık dünyada uygulanmıyor. Zaten bu, hipnoterapi falan değildir. Madde kullanımıdır. Narkoanaliz, hipnoterapistlerin alanı değildir. Adli hipnoz ise bambaşka bir alandır. Hipnotik uygulamaların dünyada mahkemelerde neden delil olarak kabul edilmediğini ve adli psikolojideki kullanım alanlarını merak ediyorsanız, adli hipnoz ile ilgili makalemi de okuyabilirsiniz.

Picture of Klinik Psikolog BURAK UÇKUN

Klinik Psikolog BURAK UÇKUN

Hipnoterapi diplomasını dünyanın ulusal akreditasyona sahip ilk hipnoterapi akademisi olan, ABD Los Angeles’taki HMI College of Hypnotherapy‘de aldı. Lisans eğitimini yüksek onur derecesiyle ve bölüm ikincisi olarak mezun olduğu İstanbul Nişantaşı Üniversitesi, “Psikoloji” bölümünde tamamladı. “Klinik Psikoloji” alanında Yüksek Lisans eğitimini (tezli) İstanbul Beykent Üniversitesi‘nde başarıyla tamamlayarak Uzman Klinik Psikolog unvanını aldı. Ayrıca inşaat mühendisliği lisans diplomasına da sahip olan Klinik Psikolog Burak Uçkun, "American Hypnosis Association" akredite hipnoterapistler listesinde yer almaktadır. Yetişkinler için Bilişsel Davranışçı Terapi ve Hipnoterapi yönelimli psikoterapi hizmetleri vermekle beraber alandaki uzmanlara Hipnoz eğitimleri de vermektedir.

Yazarın Tüm Makaleleri
Picture of Klinik Psikolog BURAK UÇKUN

Klinik Psikolog BURAK UÇKUN

Hipnoterapi diplomasını dünyanın ulusal akreditasyona sahip ilk hipnoterapi akademisi olan, ABD Los Angeles’taki HMI College of Hypnotherapy‘de aldı. Lisans eğitimini yüksek onur derecesiyle ve bölüm ikincisi olarak mezun olduğu İstanbul Nişantaşı Üniversitesi, “Psikoloji” bölümünde tamamladı. “Klinik Psikoloji” alanında Yüksek Lisans eğitimini (tezli) İstanbul Beykent Üniversitesi‘nde başarıyla tamamlayarak Uzman Klinik Psikolog unvanını aldı. Ayrıca inşaat mühendisliği lisans diplomasına da sahip olan Klinik Psikolog Burak Uçkun, "American Hypnosis Association" akredite hipnoterapistler listesinde yer almaktadır. Yetişkinler için Bilişsel Davranışçı Terapi ve Hipnoterapi yönelimli psikoterapi hizmetleri vermekle beraber alandaki uzmanlara Hipnoz eğitimleri de vermektedir.

Yazarın Tüm Makaleleri

Bunlar da ilginizi çekebilir

Sorularınız mı var?

Telefon veya e-posta ile irtibata geçmekten çekinmeyin

Hipnoz Uzmanı ve Klinik Psikolog Burak Uçkun
Klinik Psikolog BURAK UÇKUN

Merhaba...

Sorunuz mu var?

bilgi@hypnotistanbul.com 
Tel: 0539 914 23 10

Sorularınız için telefon ya da e-posta yoluyla irtibata geçmekten çekinmeyiniz.

hypnotistanbul