Hayvanlar görüntü olarak insanların hipnoza girmesiyle bazı benzerlikler taşıyan bir zihin durumuna girmeye teşvik edilebilirler ama bu durum biz insanların hipnoza girmesiyle bire bir aynı şey değildir. Hipnoz, Hipnoterapistin sözlü yönlendirmelerine kişinin uyması ile elde edilir. Kişi kendisi de hipnoza girmeye gönüllü ve istekli olmalıdır. Hayvan hipnozu ise bambaşka bir fenomendir.
Bu web sitesinde, hipnozun tam olarak ne olup ne olmadığını, insanlarda hipnotik zihin durumunun nasıl oluşturulduğunu ve zihnimizin nasıl çalıştığını henüz okumadıysanız, devam etmeden önce sayfanın en üstündeki Hipnoz Nedir bağlantısına tıklayarak hipnozun ne olup ne olmadığı hakkında detaylıca bilgilenebilirsiniz.
Hayvanlarda oluşturulabilen hipnoz benzeri bu durum “Hans W. Erhard” tarafından 1999 yılında “kısıtlamayla oluşan bir donakalma, (veya motor inhibisyonu)” olarak tarif edilmiş. Aynı zamanda çeşitli kaynaklarda bu durum “tonik hareketsizlik, hayvan hipnozu, hareketsizlik refleksi, veya korku felci” olarak da tanımlanmış olsa da hayvanlardaki bu durum aslında insanlardaki hipnozla bire bir aynı şey değildir. Sadece görüntü olarak benziyor. Hayvan hareketsiz kaldığı için bu duruma “hipnoz” diyenler de olabiliyor ama gerçekte bu durum insanlardaki gibi bir hipnoz hali değildir.
Hayvan Hipnozunda Tonik Hareketsizlik Kavramı
“Tonik Hareketsizlik”, hayvanı tutarak hareket etmesini fiziksel olarak engellemek suretiyle oluşturulur ve hareket etmesi kısıtlanan hayvanın belli bir süreliğine felç olmuş gibi hareketsiz kalmasına sebep olur. Yani bu “istem dışı hareketsizlik” olarak da tarif edilebilir.
Bu hareketsizlik, genellikle hayvanın ani bir hareketle tekrar hareketli hale gelmesiyle aniden biter. Hayvanlardaki bu tonik hareketsizlik durumu ile insanlarda oluşan hipnoz durumundaki süreçler birbirinden çok farklıdır. İnsanlardaki hipnoz, hipnoterapistin sözel yönlendirmeleriyle ve telkinleriyle oluşturulan, kişiye özel bir deneyimdir. İnsanlarda hipnoz sırasında gevşeme hissi, rahatlık hissi hipnozun bir parçasıdır ama mutlaka gerekli de değildir.
Hayvanlardaki “Tonik Hareketsizlik”, sadece ‘Hareketsiz Kalma’ olarak tanımlanabilir. Buna hipnoz demek pek de doğru bir yaklaşım değildir. Hayvanlar hipnozla ilgili doğal olarak insanlar gibi bir farkındalıkla iç gözlem yaparak bize kendi kişisel deneyimleri hakkında bilgi de veremezler ama bu konuyla ilgili yapılan bir çok araştırma ve deneylere de dayanarak hayvanların yaşadıkları şeyin bildiğimiz anlamda hipnoz olmadığını ve bunun sadece “hareketsiz kalma durumu” olduğunu söyleyebiliriz.
Bu videoda, benim de mezunları arasında olduğum Los Angeles’taki Hypnosis Motivation Institute” Hipnoz Akademisi’ndeki hocalarımdan biri olan Michele Guzy‘in 3 haftalık bir yavru kediyi hipnoza alma demonstrasyonunu görebilirsiniz:

Hayvanlardaki bu hipnoz benzeri durum, hareketinin kısıtlanmasıyla bir çeşit savunma mekanizmasının tetiklenmesi sonucunda oluşuyor. Hayvanı hareket edemeyeceği şekilde tuttuğunuzda, (veya hareket etmesi bir şekilde kısıtlandığında), yırtıcı bir hayvan kendilerini yakalamış gibi bir tepkiyle hareketsiz kalıyorlar.
Bu tonik hareketsizlik, avcılardan kaçmak veya tehlikeli bir durumla başa çıkmak için bir savunma mekanizmasıdır. Tehlikeyle karşılaştıklarında, hayvanlar vücutlarının bir kısmını hareketsiz hale getirerek ya da donup kalma tepkisi göstererek kendilerini korur. Avcıların dikkatini çekmemesine yardımcı olan bu durum, hayvanın vücudundaki enerjiyi korumasına yardımcı olur.
Bilincin değiştirilmesi ve zihinsel odaklanmanın artırılması ise “hipnoz” olarak bilinen tekniktir. Bir hipnoterapist, bireyin derin bir gevşeme durumuna girmesine yardımcı olur. Hipnoz bu durumda zihinsel odaklanmayı artırır, çeşitli deneyimler yaşar ve önerilere daha açık hale gelir.
Tonik hareketsizlik ve hipnoz, insanın zihinsel durumunu ve bilincini değiştirir. Yine de tonik hareketsizlik daha doğal bir savunma yöntemidir, ancak hipnoz bilinçli bir müdahalenin bir sonucudur.
Buna bir nevi kaçış mekanizması da diyebiliriz. Evet, savaş ya da kaç (Fight or Flight) konsepti aklınıza gelebilir ama bu da aslında insanlarda tarif ettiğimiz bir fight and flight durumu değildir. Hayvanlardaki şey tıpkı ölü taklidi yapmak gibi bir içgüdüsel tepki… Yırtıcı hayvanlar harekete karşı duyarlıdırlar. Yırtıcı hayvana yem olmamak için hareketsiz kalmak, hayvanlar için diğer bir yırtıcı hayvandan korunmanın içgüdüsel bir yoludur. Hayvanların hipnotize edilmesi olarak tabir edilen şey de bu içgüdüsel savunnma mekanizmasının tetiklenmesinden ibarettir.
Hayvanı hareketsiz kalmaya zorlayarak bu mekanizmayı tetiklemek hipnoz olarak nitelendirilebilir mi, bu tartışılır. Unutmamak lazım ki insanları hipnotize etmek için onları fiziksel temas yoluyla hareketsiz kalmaya zorlamayız. Sadece konuşuruz. Doğru yönlendirmeyle konuşmak, telkin, doğru kelimelerle iletişim kurmak insanların hipnoza girmesi için yeterlidir…